Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde toplumsal kimliklendirme sorunu, ulus kimlik inşasının etnik kimlikler üzerindeki egemenliğiyle şekillenmiştir. Ulus kimlik, Osmanlı’nın çok etnikli mirasından modern ulus-devlete geçişte, farklı grupları birleştiren bir üst kimlik olarak tercih edilirken, bu tercih hem siyasi bütünleşmeyi sağlamak hem de modern ulus-devlet normlarına uyum sağlamak amacıyla kompoze bir yaklaşımla inşa edilmiştir.