Türkiye Bursları Programı: Eğitim Diplomasisi ve Yapısal Sorunlar

Afrikalı öğrenciler, Türkiye’nin Afrika kıtası ile ilişkilerinde eğitim diplomasisi yoluyla stratejik bir rol oynamaktadır. Türkiye Bursları programı aracılığıyla eğitilen bu bireyler, ülkelerine döndüklerinde iki taraf arasındaki diplomatik, ekonomik ve kültürel köprüleri güçlendiren ‘yumuşak güç taşıyıcıları’ hâline gelmektedir. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilebilmesi için öğrencilerin ve mezunların karşılaştığı yapısal sorunların çözülmesi büyük önem taşımaktadır.

türkiye bursları siyahi öğrenciler

Küreselleşmenin hız kazandığı son 20 yılda, yükseköğretim sadece bireysel kariyer inşası değil, aynı zamanda ülkeler arası diplomatik, ekonomik ve kültürel ilişkilerin önemli bir aracı hâline gelmiştir. Özellikle Afrika kıtasından gelen öğrencilerin yurt dışındaki üniversitelere yönelimi, bu bağlamda dikkat çekici bir artış göstermektedir. Afrikalı öğrencilerin uluslararası hareketliliği, yalnızca eğitim temelli bir dinamik değil; aynı zamanda yumuşak güç, kamu diplomasisi ve insan sermayesi ekseninde değerlendirilen çok katmanlı bir olgudur. Bu çalışmada, Afrikalı öğrencilerin küresel yükseköğrenim eğilimleri incelendikten sonra, Türkiye’nin bu alandaki konumu ve Türkiye Bursları programı kapsamında yürütülen faaliyetlerin etkileri değerlendirilecektir. Ayrıca Afrika ülkelerinden Türkiye mezunlarının görüşleri alınarak yapısal sorunlar ele alınmış ve çözüm yolları önerilmiştir.

 

Afrikalı Öğrencilerin Küresel Düzeydeki Varlığı

 

Afrikalı öğrencilerin uluslararası eğitim alanındaki görünürlüğü son 20 yılda önemli ölçüde artmıştır. Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nın verilerine göre, 2000 yılında yurt dışında eğitim gören Afrikalı öğrenci sayısı 281.000 iken, 2020 yılında bu rakam 624.000’i  aşmıştır (Usman & Abayo, 2023). Bu artış, başta Sahra Altı Afrika olmak üzere kıtanın pek çok bölgesinde eğitim altyapısının yetersizliği, siyasi istikrarsızlık ve küresel burs programlarının çeşitlenmesi gibi faktörlerle ilişkilendirilmektedir (Trines, 2023).

 

Afrikalı öğrencilerin yoğunlaştığı başlıca ülkeler şu şekilde öne çıkmaktadır:

 

  • Fransa: 2022/23 döneminde 187.150 Afrikalı öğrenciye ev sahipliği yaparak ilk sırada yer almıştır. Özellikle Frankofon ülkelerden yoğun talep görmektedir ve uluslararası öğrencilerin yüzde 52’si Afrika kökenlidir. Fas (45.162), Cezayir (32.147) ve Senegal (15.250) en fazla öğrenci gönderen ülkeler arasında yer almaktadır.
  • Kanada: 2023/24 döneminde 100.000’in üzerinde Afrikalı öğrenci ağırlamıştır. Özellikle Frankofon Afrika’dan gelen öğrenciler ön plandadır.
  • Birleşik Krallık: 2023/24 döneminde 84.440 Afrikalı öğrenci kaydedilmiştir. Nijerya’dan gelen öğrenciler 57.505 kişiyle belirgin bir çoğunluğu oluşturmaktadır.
  • Çin: 2020/21 döneminde 81.500 Afrikalı öğrenciye ev sahipliği yapmıştır. Çin, 2018’de 50 bin burs taahhüdünde bulunmuştur. Tanzanya, Etiyopya ve Mısır öne çıkan ülkelerdir.
  • ABD: 2023/24 döneminde 64.290 Afrikalı öğrenci ağırlamıştır. Nijerya (20.029), Gana (9.394) ve Kenya (4.507) ilk üç sıradadır.
  • Türkiye: 2023/24 eğitim yılı itibarıyla Türkiye, toplamda 62.488 Afrikalı öğrenciye ev sahipliği yapmıştır. Mısır, Somali ve Sudan’dan gelen öğrenciler ilk üç sıradadır. 2024 yılında toplam burslu Afrikalı öğrenci sayısı 1.102’dir (YTB En Afrique, 2024).
  • Avustralya: 2023/24 verilerine göre 20.000’in üzerinde Afrikalı öğrenciye ev sahipliği yapmıştır, ancak kontenjanlar sınırlıdır.

 

Kaynak:  HESA, t.y.; ICEF Monitor, 2024; Institute of International Education, t.y.; YÖK İstatistik, t.y.)

 

Türkiye Örneği: Yükselen Bir Eğitim Destinasyonu

 

Son yıllarda Türkiye de Afrika kıtasıyla ilişkilerini güçlendirmek amacıyla yükseköğretim diplomasisini stratejik bir araç olarak kullanmaktadır. Türkiye mezunu Afrikalılar, ülkelerinde dış ilişkiler, kamu yönetimi ve diplomasi gibi stratejik alanlarda aktif roller üstlenmekte; böylece iki taraf arasındaki siyasi ve diplomatik ilişkilerin güçlenmesine katkı sunmaktadır.

 

Türkiye mezunları ile yapılan görüşmelerde, katılımcılar Türkiye’de aldıkları eğitimin kendilerine hem kurumsal hem de kültürel düzeyde birikim kazandırdığını; mezuniyet sonrasında ise bu kazanımların, Türkiye ile ilişkilerde yapıcı bir etki yarattığını ifade etmişlerdir. Örneğin bir katılımcı, Türkiye’de eğitim gören Afrikalı öğrencilerin mezuniyet sonrası diplomasi, akademi ve iş dünyasında Türkiye ile bağlantılı projeler yürüttüğünü belirtmiştir (Katılımcı 1, Türkiye Mezunu, Senegal, kişisel iletişim, 25 Mart 2025). Bir diğer katılımcı ise Türkiye’de geçirilen sürecin yalnızca mesleki değil, aynı zamanda kültürel yakınlaşmayı da sağladığını, bu etkileşimin uzun vadede siyasi ilişkilere olumlu yansıdığını vurgulamıştır (Katılımcı 2, Türkiye Mezunu, Cibuti, kişisel iletişim, 22 Mart 2025). 

 

Diğer bir katılımcı ise, Türkiye’de aldığı eğitim sayesinde ülkesine döndüğünde Türkiye’nin gönüllü bir elçisi gibi hareket edeceğini, Türkiye’yi tanıtma, ekonomik ve kültürel ilişkileri geliştirme, iş insanlarını ve turistleri yönlendirme gibi konularda aktif rol oynayacağını belirtmiştir. Ayrıca, Türkiye’nin uluslararası platformlarda karşılaşabileceği olumsuz durumlara karşı savunucu bir pozisyon üstleneceğini ifade etmiştir. Katılımcı, bu katkıların uzun vadede Türkiye ve ülkesi için önemli kazanımlar doğuracağını vurgularken, Türkiye’deki bazı kamu görevlilerinin bu potansiyelin yeterince farkında olmadığını dile getirmiştir (Katılımcı 3, Türkiye Mezunu, Fas, kişisel iletişim, 18 Mart 2025)

 

Türkiye burslusu öğrencilerin bazıları, ülkelerinde üst düzey kamu görevlerine atanarak bu ilişkinin ne denli derinleştiğini gözler önüne sermektedir. Nitekim Somali Savunma Bakanı olarak görev yapan Abdulkadir Muhammed Nur (Anadolu Ajansı, 2021), Libya Başbakanlığı da yapmış olan Muhammed El Manguş (Yüzbaşıoğlu, 2017) gibi isimlerin yanında çok sayıda Türkiye mezunu, ülkesine döndüğünde kamuda ve özel kuruluşlarda önemli görevlere getirilmiştir.

 

Türkiye’nin siyasi ve diplomatik etkisinin Afrika kıtasında genişlemesinde, bu tür mezunların bir “yumuşak güç taşıyıcısı” rolü üstlendikleri görülmektedir. Türkiye’nin 2002 yılında Afrika’da yalnızca 12 olan büyükelçilik sayısı, 2022 itibarıyla 44’e ulaşmıştır. Öte yandan, Afrika ülkeleri de bu karşılıklı etkileşime kayıtsız kalmamış; 2008 yılında Ankara’da yalnızca 10 olan Afrika ülke büyükelçiliği sayısı, 2022 itibarıyla 38’e yükselmiştir (T.C. Dışişleri Bakanlığı, t.y.). Hem Türkiye hem de Afrika’daki büyükelçiliklerde Türkiye mezunlarının görev aldığı düşünüldüğünde, mezunların rolü daha iyi anlaşılabilecektir. Bu karşılıklı temsil yoğunluğu, yalnızca devletler arası ilişkilerle sınırlı kalmamış; aynı zamanda toplumlar arası bağların ve ekonomik işbirliklerinin de güçlenmesine zemin hazırlamıştır.

 

Afrikalı Mezunların Ekonomik Yansımaları

 

2013-2024 dönemine ait dış ticaret verileri, Türkiye’nin Afrika kıtasıyla ekonomik ilişkilerinde istikrarlı ve ihracat odaklı bir büyüme yaşandığını ortaya koymaktadır. TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin Afrika kıtasına toplam ihracatı 2013’te 15,3 milyar dolar iken 2024 yılında bu rakam 21,5 milyar dolara yükselmiştir (Türkiye İstatistik Kurumu [TÜİK], 2025). Bu yüzde 40’a yakın artış, Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle ekonomik entegrasyon sürecinde daha stratejik ve çok boyutlu bir dış ticaret politikası izlediğini göstermektedir.

 

Alt bölgelere göre değerlendirildiğinde, Kuzey Afrika ülkeleri Türkiye’nin Afrika’daki ticaret hacminde daha büyük bir paya sahiptir. 2024 yılı itibarıyla bu bölgeye yapılan ihracat 14,4 milyar dolar düzeyine ulaşmış; ithalat ise 8,1 milyar dolar olmuştur (Türkiye İstatistik Kurumu [TÜİK], 2025). Ticaret hacminin bu düzeyde artması, özellikle Mısır, Fas, Tunus ve Cezayir gibi ülkelerle kurulan ekonomik ilişkilerin derinleştiğini göstermektedir. İnşaat, enerji ve sanayi gibi stratejik alanlardaki yatırımlar, bu gelişmenin arka planında önemli rol oynamaktadır (Anadolu Ajansı, 2023).

 

Sahra Altı Afrika’ya yönelik ihracat da 2013’teki 4,4 milyar dolarlık düzeyinden 2022’de 9,5 milyar dolara kadar yükselmiş; 2024’te ise 7,1 milyar dolara gerilemiştir (Türkiye İstatistik Kurumu [TÜİK], 2025). Buna rağmen ticaret hacmi uzun vadeli olarak artış eğilimindedir ve Türkiye’nin bölgeye olan ilgisinin sürdüğü görülmektedir.

 

Türkiye’nin Afrika ile olan dış ticaretindeki büyüme yalnızca rakamsal düzeyde değil, insani ve kurumsal etkileşimler üzerinden de anlam kazanmaktadır. Afrikalı öğrenciler, Türkiye-Afrika ticari ilişkilerini hem yapısal hem kültürel açıdan destekleyen stratejik aktörler haline gelmiş; böylece Türkiye’nin kıtayla olan ekonomik bağlarını kalıcı ve çok boyutlu hale getirmiştir. Türkiye’nin Afrika kıtasına yönelik ekonomik açılımının sürdürülebilirliğinde bu beşerî sermayenin rolü, stratejik ölçekte değerlendirilmesi gereken bir unsur olarak öne çıkmaktadır.

 

Mezun Öğrencilerin Perspektifinden Yapısal Sorunlar ve Çözüm Yolları

 

Afrikalı öğrencilerin Türkiye’deki yükseköğrenim süreçleri, mezuniyet sonrası dönemde edindikleri deneyimlerle birlikte değerlendirildiğinde, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde dikkate değer fırsatlar ve önemli zorluklar barındırmaktadır. Afrika ülkelerinden gelen mezunlarla yapılan görüşmeler, bu öğrencilerin Türkiye deneyimlerinin yalnızca akademik boyutla sınırlı kalmadığını; aynı zamanda iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleşmesine katkı sunduğunu göstermektedir. Ancak bu sürecin sürdürülebilirliği, çeşitli yapısal engellerin aşılmasıyla doğrudan ilişkilidir.

 

Katılımcılar, özellikle son yıllarda Türkiye’deki ikamet ve vize süreçlerinin ciddi biçimde karmaşıklaştığını ve bu durumun Türkiye’de kariyer planı yapan mezunlar açısından caydırıcı bir faktör hâline geldiğini belirtmiştir. Örneğin Katılımcı 4 (Türkiye Mezunu, Nijerya, kişisel iletişim, 26 Mart 2025), “Son zamanlarda en önemli sorun, ikamet sorunudur” ifadesiyle, ikamet izinlerinin alınmasında karşılaşılan bürokratik engellere ve buna bağlı olarak adres kaydı, kira sözleşmesi gibi işlemlerde yaşanan zorluklara dikkat çekmiştir. Aynı katılımcı bu durumun, siyasi ve ekonomik gelişmelerle doğrudan ilişkili olduğu ve uluslararası öğrenciler ile iş insanlarının Türkiye’ye erişimini zorlaştırdığını belirtmektedir.

 

Başka bir katılımcı da, Afrikalı iş insanlarının Türkiye’ye girişte çeşitli zorluklarla karşılaştığını ifade etmiştir (Katılımcı 5, Türkiye Mezunu, Etiyopya, kişisel iletişim, 26 Mart 2025). Katılımcıya göre, vize başvurularında iş insanları ile göçmen adayları arasında yeterince ayrım yapılmamakta, bu da başvuruların uzun sürmesine veya olumsuz sonuçlanmasına neden olmaktadır. Ayrıca, Afrikalı bireylere yönelik olarak “maddi gücü yok” ya da “Türkiye’yi başka ülkelere geçiş için bir basamak olarak kullanacak” şeklinde önyargıların bulunduğu dile getirilmiştir. Katılımcı, Afrikalı yatırımcılara ya da tüccarlara yönelik olarak, “iş yapamazlar, ancak bizim yönlendirmemizle hareket edebilirler” gibi bir algının zaman zaman hâkim olduğunu; bu durumun, Batılı ülkelerin geçmişte benimsediği hiyerarşik yaklaşımları çağrıştırdığını belirtmiştir.

 

Diğer yandan Türkiye’de yasal statüyle bulunan bireylerin -örneğin uluslararası öğrenciler, iş insanları ve profesyonel çalışanların- kaçak göçmenlerle aynı muameleye tabi tutulmaları, göç yönetimi açısından yapısal bir soruna işaret etmektedir. Bu durum, ilgili bireylerin Türkiye’ye olan aidiyet duygusunu zayıflatmakta ve uzun vadeli sosyal, kültürel ve ekonomik bağların oluşmasının önünde engel teşkil etmektedir. 

 

Kuzey Afrikalı bir katılımcı, bu kapsamda birtakım çözüm önerilerini dile getirmiştir (Katılımcı 6, Türkiye Mezunu, Fas, kişisel iletişim, 06 Nisan 2025). Katılımcıya göre; vize ve oturum izinlerine ilişkin süreçlerin sadeleştirilmesi ve dijitalleştirilmesi, hem başvuranların yükünü hafifletecek hem de Türkiye’nin uluslararası cazibesini artıracaktır. Ayrıca, belirli bir süre (örneğin beş yıl) Türkiye’de yasal olarak ikamet eden bireylerin kalıcı oturma izni edinmelerine imkân tanınması, sosyal uyumun güçlenmesini destekleyeceği gibi nitelikli insan kaynağı ve sermaye açısından da stratejik katkılar sağlayacaktır. Bununla birlikte  katılımcı, yabancı yatırımcıların oturum izni, vergi mükellefiyeti ve şirket kuruluşu gibi işlemlerini bütüncül bir şekilde yürütebilecekleri bir “Yabancı Yatırım Destek Kurumu” ya da “Uluslararası İş Ağı Merkezi” gibi yapılar aracılığıyla desteklenmesinin Türkiye’nin uluslararası yatırım ortamındaki rekabet gücünü kayda değer biçimde artıracağını savunmuştur.

 

Bir diğer dikkat çekici mesele ise ekonomik koşulların uluslararası öğrenciler üzerindeki doğrudan etkisidir. Katılımcı 3, özellikle son iki yıl içerisinde Türkiye’deki bazı üniversitelerde eğitim ücretlerinde yaşanan ani ve yüksek artışların, özellikle Afrika kökenli öğrenciler açısından ciddi bir mali baskı yarattığını ifade etmiştir. Katılımcı 3’e göre; öğrenim ücretlerinin döviz (dolar) cinsinden tahsil edilmesine rağmen, bazı üniversitelerin dönem ortasında 800 dolar seviyesindeki harçları 2.000 dolara kadar yükseltmeleri, öğrenciler açısından öngörülemez ve sürdürülemez bir yük doğurmaktadır. Bu tür uygulamalar, özellikle burslu olmayan öğrencilerin maddi yetersizlik nedeniyle eğitim süreçlerini yarıda bırakmalarına neden olmaktadır. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası öğrenci politikalarının sürdürülebilirliği açısından önemli bir yapısal sorun olarak değerlendirilebilir.

 

Türkiye’deki yabancı düşmanlığı söylemlerinin artışı da, özellikle siyah Afrikalı bireyleri hedef alan nefret dili, medya söylemleri ve sokak düzeyindeki ayrımcılık, kamuoyunun bu öğrencilere ve mezunlara yönelik algısını şekillendirmektedir. Bu da karşılıklı ilişkilerde kültürel ve diplomatik mesafenin açılmasına neden olmaktadır. Örneğin, Karabük Üniversitesi’nde 2024 yılında Afrikalı öğrencilere yönelik sosyal medyada yayılan nefret söylemleri kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır. Üniversite yönetimi bu söylemleri resmî açıklamalarla kınamış olsa da (Karabük Üniversitesi, 2024), yaşanan bu olay Türkiye’deki uluslararası öğrenci politikalarının toplumsal boyutuna dair önemli bir yapısal sorunu gözler önüne sermiştir. 

 

Bu durum, yükseköğretimin sadece akademik bir alan değil, aynı zamanda kültürel etkileşimin yaşandığı bir sosyal zemin olduğunu hatırlatmaktadır. Nitekim katılımcıların birçoğu, benzer önyargıların gündelik etkileşimlerde de karşılarına çıktığını belirtmiş ve bu önyargıların toplumsal kabul süreçlerini zorlaştırdığını ifade etmiştir. Ancak bu öğrenciler, Türkiye’deki eğitim süreçlerinde zaman zaman kültürel önyargılarla karşı karşıya kalabilmektedir. Örneğin bir katılımcı, eğitim hayatı boyunca “Sizde üniversite var mı?” ya da “Yamyam mısınız?” gibi ifadelerle muhatap olduğunu belirtmiş; bu tür deneyimlerin toplumsal kabul sürecini zorlaştırdığını ifade etmiştir (Katılımcı 7, Türkiye Mezunu, Çad, kişisel iletişim, 08 Nisan 2025).

 

Afrikalı mezunlar, Türkiye’nin bu süreci daha sağlıklı bir zemine oturtabilmesi için bazı önerilerde bulunmuştur. Bunlar arasında vize ve oturma izinleri süreçlerinin sadeleştirilmesi, Türkiye Mezunları derneklerinin kurumsal ve finansal olarak desteklenmesi, Afrikalı öğrencilere yönelik barınma ve sosyal entegrasyon programlarının hayata geçirilmesi gibi yapısal reformlar öne çıkmaktadır. Ayrıca, mezunların istihdam edilebilirliğini artırmaya yönelik politikalar geliştirilmesi gerektiği de vurgulanmıştır. Katılımcı 8 (Türkiye Mezunu, Somali, kişisel iletişim, 28 Mart 2025), özellikle Afrikalı akademisyenlerin Türkiye’de görev almasının bu süreci güçlendireceğini ve Türkiye-Afrika ilişkilerinin kurumsal düzeyde daha sağlam temellere oturtulmasını sağlayacağını ifade etmiştir.

 

Türkiye’nin Afrika’ya yönelik yükseköğretim diplomasisi önemli bir yumuşak güç aracı olarak şekillenmiştir. Ancak bu gücün sürdürülebilirliğini sağlamak için mezunların sahadaki deneyimlerinden beslenmek ve bu doğrultuda bütüncül reform adımları atmak elzemdir. Uluslararası öğrenciler, yalnızca akademik değil, aynı zamanda kültürel ve diplomatik alanlarda da Türkiye’nin küresel etki alanını genişleten stratejik aktörlerdir. Bu potansiyelin tam olarak değerlendirilebilmesi, hem politik kararlılık hem de kurumsal kapasiteyle mümkündür.

 

Sonuç

 

Afrikalı öğrenciler, Türkiye’nin Afrika kıtası ile ilişkilerinde eğitim diplomasisi yoluyla stratejik bir rol oynamaktadır. Türkiye Bursları programı aracılığıyla eğitilen bu bireyler, ülkelerine döndüklerinde iki taraf arasındaki diplomatik, ekonomik ve kültürel köprüleri güçlendiren ‘yumuşak güç taşıyıcıları’ hâline gelmektedir. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilebilmesi için öğrencilerin ve mezunların karşılaştığı yapısal sorunların çözülmesi büyük önem taşımaktadır.

 

Özellikle ikamet ve vize süreçlerindeki bürokratik engeller, Afrika kökenli yatırımcılar ve profesyoneller üzerindeki önyargılar ve göç yönetimindeki yapısal eşitsizlikler, Türkiye’nin uzun vadeli hedeflerine zarar verebilecek unsurlar arasında yer almaktadır. Bu nedenle, vize ve oturum izinlerinin dijitalleştirilmesi, mezunlara yönelik esnek istihdam politikalarının geliştirilmesi ve Afrikalı yatırımcıların desteklenmesi yönünde reformlar gerçekleştirilmesi elzemdir.

 

Türkiye, Afrika kıtasıyla olan işbirliğini sürdürülebilir ve çok boyutlu bir yapıya kavuşturmak istiyorsa, Afrikalı mezunları yalnızca eğitimli bireyler olarak değil, aynı zamanda kıtaya açılan stratejik ortaklar olarak görmeli ve bu çerçevede kapsayıcı politikalar geliştirmelidir.

 

Kaynaklar

 

Anadolu Ajansı. (2021). Somali’nin Türkiye mezunu Adalet Bakanı Nur, Savunma Bakanı olarak atandı. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/somalinin-turkiye-mezunu-adalet-bakani-nur-savunma-bakani-olarak-atandi/2458057. Erişim Tarihi: 08.04.2025.

Anadolu Ajansı. (2023). Türkiye’nin Afrika’yla ekonomik ilişkileri desteklerle güçleniyor. https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/turkiyenin-afrikayla-ekonomik-iliskileri-desteklerle-gucleniyor/3027079. Erişim Tarihi: 03.04.2025.

HESA. (t.y.). Table 28: Non-UK domiciled HE students by HE provider and country of domicile. Higher Education Statistics Agency. https://www.hesa.ac.uk/data-and-analysis/students/table-28. Erişim Tarihi: 08.04.2025. 

ICEF Monitor. (2024). France hosted 412,000 foreign students in 2022/23. https://monitor.icef.com/2024/04/france-hosted-412000-foreign-students-in-2022-23/. Erişim Tarihi: 10.04.2025.

Institute of International Education. (t.y.). All Places of Origin. Open Doors. https://opendoorsdata.org/data/international-students/all-places-of-origin/. Erişim Tarihi: 16.03.2025.

Karabük Üniversitesi. (2024). Karabük Üniversitesi ile ilgili sosyal medyada yer alan “nefret söylemleri”ne soruşturma. https://kbumedya.karabuk.edu.tr/karabuk-universitesi-ile-ilgili-sosyal-medyada-yer-alan-nefret-soylemlerine-sorusturma. Erişim Tarihi: 05.04.2025.

T.C. Dışişleri Bakanlığı. (t.y.). Türkiye-Afrika İlişkileri. https://www.mfa.gov.tr/turkiye-afrika-iliskileri.tr.mfa. Erişim Tarihi: 10.04.2025.

Trines, S. (2023). The state of intraregional student mobility in Sub-Saharan Africa: Prospects for greater regionalization? World Education News & Reviews. https://wenr.wes.org/2023/10/intraregional-student-mobility-in-sub-saharan-africa. Erişim Tarihi: 15.02.2025.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). (2025). Dış ticaret istatistikleri. https://data.tuik.gov.tr/Kategori/GetKategori?p=Dis-Ticaret-104. Erişim Tarihi: 08.04.2025.

Usman, Z., & Abayo, A. (2023). What are the top global destinations for higher education for African students? Carnegie Endowment for International Peace. https://carnegieendowment.org/posts/2023/07/what-are-the-top-global-destinations-for-higher-education-for-african-students?lang=en. Erişim Tarihi: 31.03.2025.

YTB En Afrique. (2024). YTB En Afrique. Présidence des Turcs de l’Étranger et des Communautés Apparentées.

Yüzbaşıoğlu, N. (2017). Türkiye mezunları ülkelerinin liderleri. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/turkiye-mezunlari-ulkelerinin-liderleri/976194. Erişim Tarihi: 10.04.2025.

İLGİLİ YAZILAR

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.