Gelmekte Olan Korona Virüsü Durgunluğu
Yeni korona virüsünün şoku muhtemelen küresel ekonomi sahnesini değiştirerek yeni bir “yeni normal”e neden olacak. Küreselleşme ve bölgeselleşmenin bitişi hızlanarak, dünya genelinde üretim ve tüketim zincirlerini yeniden tanımlayacak. Uygun maliyetli ve verimli küresel arz hatlarına yapılan kamu sektörü ve özel sektör vurgusu, yerini riskten aşırı kaçınma ve direnç yönetimine bırakacak.
- MOHAMED EL-ERIAN
- 19 Mart 2020

Küresel ekonomi bu yıl durgunluğa girecek. Düşüş ani ve sert olacak. Politika yapıcıları, şirketler ve hanelerden gelecek yapıcı adımlar bunun süresini kısaltabilir ama etkileri önümüzdeki on yıllarda hissedilecek.
2020 için yapılan çoğu ekonomik tahmin, yükselmese bile istikrarlı bir büyüme yılı öngörüyordu. Uluslararası Para Fonu (IMF) Ocak tahmin güncellemesi 2019’daki yüzde 2,9’dan 2020’de yüzde 3,3’e yükselen bir büyüme bekliyordu. Ve iyimser olmak için bolca sebep vardı: Şirketleri erteledikleri yatırım planlarına devam etmeye teşvik edeceği düşünülen Çin ile ABD arasındaki ticaret anlaşmasının “Birinci Aşaması,” Brexit etrafındaki belirsizliklerin azalması ve özellikle de ABD ve Almanya’da güçlü tüketici harcamaları.
Sonra yeni korona virüsü ortaya çıktı. Sağlık krizinin ekonomik şoku dünyaya yayılırken iktisatçılar öngörülerini revize etmekle uğraşıyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) yakın zamanda 2020 tahminini yüzde 2,9’dan yarıya (yüzde 1,5’e) indirirken, IMF de kısa bir süre içinde belirgin bir düzeltme yayınlayacağı sinyalini verdi. Ama bu ilk düzeltmeler bile fazla iyimser olmuş olabilir, çünkü toparlanmanın ilk çeyrek düşüşünün ikinci çeyrekte derhal giderileceği bir keskin V eğilimini izleyeceği yönündeki yaygın (ama yanlış) varsayımı hesaba kattılar. U şeklindeki bir toparlanmanın daha muhtemel olduğunun giderek daha yaygın kabul edilmesiyle birlikte tahminlerin tekrar keskin bir şekilde aşağı çekilmesi gerekecek. Finanstaki ciddi kaymalar küresel ekonominin karşı safına geçerse, piyasanın bir süreliğine durgun kaldığı veya serbest düşüşe geçtiği bir L, hatta I şekli riskini de daha ciddiye almaları gerekecek.
Küresel salgından önce Almanya, İtalya ve Japonya dahil birçok büyük ekonomi zaten dışarıdan gelecek küçük bir ters şoku bile atlatacak donanıma sahip değildi. Çin ve ABD gibi diğer ekonomiler ise daha güçlü organik büyüme ivmesine sahipti ama bu bile düşüşü önlemede yetersiz kalabilir. Aşırı risk alma ve finansal dalgalanmayı suni olarak bastıran merkez bankası politikaları yıllardır istikrarsızlık tohumları ekiyordu. Yeni korona virüsü olmasaydı bile başka bir şey 2008 küresel finans krizinden hantal ve eşitsiz toparlanmaya damgasını vuran “yeni normal”in çöküşünü tetiklerdi.
Gelen Fırtına
Yeni korona virüsünün neden olduğu ekonomik bozulma özellikle yıkıcı, çünkü hem arzı hem de talebi sarsıyor, bazı durumlarda ise yıkıyor. Büyük doğal afetlerin vurduğu kırılgan veya yıkılmış devlet ve ülkelerde yaygın olan böyle bir şok, gelişmiş ekonomiler için oldukça olağan dışı. İstisna olmaktan ziyade birçok başka sektör için öncü gösterge olan havayolu endüstrisi üzerindeki etkileri düşünün. Uçaklarda enfeksiyon olduğuna dair gerçek ve algısal risk sayısız bilet iptalini tetikledi. Hükümetlerden gelen sınır kapatma kararları da talebe başka bir darbe vurdu. Buna karşılık havayolu şirketleri operasyonel ve finansal kapasitelerini korumaya çalıştıkları için uçuşları keskin bir şekilde kısıyor. Bunun sonucunda ortaya çıkan işten çıkarmalar ve tedarikçilere yapılan ödemelerin kesilmesi iktisatçıların “negatif çarpan etkisi” dediği ölçekte talebi daha da azaltan ilave gelir kayıplarına neden olacak.
Sağlık müdahalesinin ilk aşaması hayat kurtarmada kritik öneme sahipken, ekonomi için işleri daha da kötüleştirmekten başka bir etkisi olmayacak. “Sosyal mesafelenme”, ayrı durma ve eve kapanma gibi tedbirler özü itibarıyla ekonomik büyüme, istihdam ve finansal istikrarın temel saikleriyle çelişiyor. Modern ekonomi ve hükümetler birbirine bağlantılı olma ve entegrasyon için inşa edilmiştir. Sağlık müdahalesi ekonomik sektörleri bir bir kapatacak. Sonuç sadece küreselleşme ve bölgeselleşmenin bitişi değil, aynı zamanda ulusal ve yerel düzeylerde kitlesel ekonomik kapanmalar olacak.
Özel sektörde şirket gelir beyanları ve mali bilançolar her taraftan ve en ekstrem negatif şoklar için bile hazırlanan geçici planları aşacak bir güçle sert darbe alacak. Gelirler keskin düşüş yaşayacak. Maliyetler yükselecek. Nakit tasarrufları devreye sokulacak. Kredi hatları çekilecek. Yeni bono basımı neredeyse imkânsız olacak; özellikle de yeniden finanse etmeleri gereken ciddi borçlara sahip şirketler için. Menkul kıymetler borsaları düşüş eğilimi çevresinde büyük bir dalgalanma görecek.
Böyle bir senaryoda yatırımcı ve borsa simsarları hisse senetlerini (gelecekteki şirket gelir akışı için şimdi ne kadar ödemeye istekliler) ve kredi risklerini (iflas riskini ne kadar ciddiye alıyorlar) yeniden fiyatlandırmada bocalayacak. Bunun sonucunda hisselere ve diğer riskli finans varlıklarına gelecek şok, yapısal kırılganlık nedeniyle artacak: Merkez bankalarının büyük ve tahmin edilebilir likidite salınımıyla yatışan birçok yatırımcı kâr peşinde yıllardır kapasitelerinin çok ilerisinde dolaştı ve sistem onların aşırı risk alma davranışlarını barındırdı. Küçük bir kapıdan çıkmak için yığılan insan kitleleri gibi yatırımcıların güvenli bölgeye çekilmeye çalışması işleyen piyasalar üzerinde büyük baskı oluşturuyor. Ve bu baskıyla yükselen finansal istikrarsızlık riski çıkıp, iktisatçıların “ters kontaminasyon” dediği reel ekonomideki düşüşü kötüleştiriyor.
Yeni korona virüsü 2007 ve 2008’deki kadar ani ve yıkıcı bir mali krize neden olmak zorunda değil. Bankacılık sistemi bu sefer sorunun kaynağı değil. Birçok büyük ekonomide, özellikle de ABD’de bankalar daha iyi kapitalize ve idare ediliyor. Ve finansın diğer her şeyin işlemesini sağlayan sinir merkezi ödeme ve tasfiye sistemleri bugün çok daha güçlü.
Ama başlangıçtaki sağlık tehdidi geçtikten sonra birbirine bağlı modern küresel ekonomiyi yeniden başlatmak kolay olmayacak. Sağlık yetkilileri insanlara yeni korona virüsünün kontrol altına alındığı ve neden olduğu, COVID-19 olarak bilinen hastalığa karşı bağışıklığın arttığı konusunda teminat verebildiğinde toparlanma başlayacak. (Etkili bir aşı ikisini gerçekleştirecektir.) Toparlanma muhtemelen hızlı olacak ama hemen gerçekleşmeyebilir. Boş geçilen haftalar, hatta aylar sonrasında personel seviyesi, envanter ve tedarik zincirlerini eski haline getirmek şirketler için zaman alacak. Hakeza küresel ekonomiyi yeniden canlandırmaya yönelik hükümet politikalarını hayata geçirip uyumlaştırmak da.
Güvenli Alana Giden Yol
İyi haber; hükümetler, işletmeler ve bireylerin doğru müdahalelerinin, gelmekte olan düşüşü sınırlayıp süresini kısaltarak daha keskin, güçlü ve sürdürülebilir bir toparlanmaya katkı sağlayabileceği. Müdahalenin ilk aşaması hükümetin hedef gözeterek ve zamanında müdahalelerle toplumun en korunmasız kesimlerini koruma, ekonominin hayati sektörlerini güvence altına alma (ekonomik taban kurmak için hızlı ilerlemenin şart olduğu sağlık hizmetlerinden başlayarak) ve finans piyasalarının sağlam bir şekilde çalışmasını temin etmesini içermeli. Hükümetler müdahalenin bu ilk aşamasında olabildiğince faiz oranlarını indirme ve geniş mali canlandırma gibi genel politika araçlarına dayanmaktan kaçınmalı. Bu araçları kullanma yönündeki siyasi baskılar fazla olacaktır (ve gerçekten de ABD Merkez Bankası faiz oranlarını neredeyse sıfıra indirdi) ama bunların etkililiği böyle bir zamanda çok düşük olur. Nihayetinde salgın karşısında paniğe kapılan insanların kendilerine vergi indirimi veya ucuz krediler sunulduğunda seyahat etmeye başlaması veya yat turlarına çıkması muhtemel midir?
Bu genel politika araçları ancak yeni virüs kontrol altına alınıp bağışıklık güçlendiğinde toparlanmanın ikinci aşamasının bir parçası olarak kitlesel bir ölçekte devreye sokulmalı. İdealde bu aşama daha uzun vadeli üretkenlik ve büyümeyi iyileştirecek altyapı ve eğitim gibi sektör ve faaliyetleri hedef almalı. Kimin neden ve nasıl kurtarılacağına dair zor kararlar almak kaçınılmaz olacak.
Hükümetler içeride “hükümetin tüm” müdahalelerini gerçekleştirebilmek adına, dışarıda ise bölgesel ve küresel düzeylerde koordinasyon içinde olmalı. Hükümet ve merkez bankası politika müdahaleleri iyi tasarlanmış ve iyi idare edilen kamu-özel ortaklıklarıyla güçlendirilebilir. Ve bu ortaklıkların etkisi özellikle finans piyasalarında açık, şeffaf ve tutarlı iletişimle daha da artırılabilir.
Hükümetler ekonomileri ve finans piyasalarını istikrara kavuşturmak için harekete geçerken bankalar ve özel şirketler de likidite sorunlarının geri ödeme sorunlarına dönüşmesini engellemek için ellerinden geleni yaparak, gelecek durgunluğun sertlik ve süresini azaltmaya yardımcı olabilir. Banka müsamahası ve küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için özel fon pencerelerinin büyük yardımı dokunacaktır.
Yeni “Yeni Normal”
2008 küresel finans krizinden sonra gelen Büyük Durgunluk devamlı düşük büyüme, suni finansal istikrar ve kötüleşen eşitsizlikten (gelir, servet ve fırsatı etkileyen sıralı üçlü) oluşan bir “yeni normal”e zemin hazırlamıştı. Orta sınıf, orta ölçekli firmalar ve hatta siyasi merkezlerin sonraki on yılda yavaş yavaş içleri boşaltıldı ve politik öfke ve müesses nizam karşıtı hareketleri besledi. Bu durum Büyük Durgunluk’tan önce düşünülemez olmasa bile, düşük ihtimalli olacak bir dizi sonucu doğurdu: Avrupa ve Japonya’daki negatif faiz oranları, ABD’de serbest ticaretin bayraktarlığını yapmaktan kuvvetli korumacılığa dönüş ve diğer sürprizler.
Yeni korona virüsünün şoku da muhtemelen küresel ekonomi sahnesini değiştirerek yeni bir “yeni normal”e neden olacak. Küreselleşme ve bölgeselleşmenin bitişi hızlanarak, dünya genelinde üretim ve tüketim zincirlerini yeniden tanımlayacak. Uygun maliyetli ve verimli küresel arz hatlarına yapılan kamu sektörü ve özel sektör vurgusu, yerini riskten aşırı kaçınma ve direnç yönetimine bırakacak. Özellikle ticaret ve yatırımla ilişkili iktisadi araçlar, ulusal güvenlik-ekonomik kaygılara galebe çaldıkça daha sık silahlaştırılacak. Küresel ekonomi sahnesi yeni korona virüsü şokunun tozu durulduğunda farklı görünecek. Ama zamanında atılacak kolektif adımlar gelecek durgunluğun acısını hafifletebilir.
Bu yazı 17 Mart 2020 tarihinde Foreign Affairs sitesinde yayınlanmış olup, Mustafa Kaymaz tarafından Perspektif için çevrilmiştir. Yazının orjinal linki için burayı tıklayınız.
En son çıkan yazılardan anında haberdar olmak için bizi @PerspektifOn twitter hesabımızdan takip edebilirsiniz.

MOHAMED EL-ERIAN
