Kırışıklık Kremi Kullanan Çocuklar: Sosyal Medyanın Yeni Kurbanları
Bozuk plak gibi durmadan tekrarlanan homojenleştirilmiş ve dayatılmış tek tip bir güzellik mitinin farklı yaş kategorileri için pazarlanması sonucunda çocuklarda beden ve güzellik algısı da değişiyor, dönüşüyor ve çetrefilleşiyor. Çocuklar, güzellik algısının bir gösteriye dönüşmesi sonucu cilt bakım ürünlerini birer aidiyet ve toplumsal onay aracı haline getiriyor.
Sosyal medyayı çepeçevre saran, bilimsel verilerden ve gerçekliklerden uzak influencer tavsiyeleri, medyanın sürekli yarattığı güzellik yanılsamaları, her “kusur”u sihirli bir dokunuşla örten Instagram filtreleri, K-pop gibi küresel akımlarla kusursuzluğun kutsandığı yaşamlar, sokakta birbirinin aynısı tepkisiz suratlar ve tek tipleştirilmiş mimikler, deneyim sahibi yetişkinlerde bıkkınlık yaratırken, sürecin en kırılgan halkası olan çocuklar için fiziksel ve zihinsel sağlık sorunları doğurmaya devam ediyor.
Özellikle anoreksiya hastalığı yüzünden 25 kiloya düşerek yakın zamanda hayatını kaybeden Nihal Candan’ın ardından, dijitalleşmiş bu gösteri toplumunda özellikle kız çocukları ve kadınları içine bataklık misali çeken “seyirlik bedenler” konusu gündeme gelmeye başladı.
Sosyal medya platformu TikTok’ta uzun süredir dolanan tehlikeli bir akım olarak #SkinnyTok, sağlıksız beden algısını normalleştiriyor ve yeme bozukluklarını adeta trend haline getiriyordu. Bu akım, Haziran ayı başında Fransa’nın yoğun itirazları sonucunda yasaklandı; ancak aşırı zayıflığı teşvik eden başka zararlı içerikler halen platformda varlığını sürdürüyor.
Bozuk plak gibi durmadan tekrarlanan homojenleştirilmiş ve dayatılmış tek tip bir güzellik mitinin farklı yaş kategorileri için pazarlanması sonucunda çocuklarda beden ve güzellik algısı da değişiyor, dönüşüyor ve çetrefilleşiyor.
Türkiye’de çocuk yoksulluğu ve açlığını da bir yandan tartışalım ve çözüm üretelim, ama dünyada yükselen bir trend olan ve er ya da geç ülkemize de son sürat yaklaşacak (veya çoktan uğramış) olan bu akımın çocukların iyi oluş hali üzerindeki yıkıcı etkilerini de gözden kaçırmayalım.
Zira TÜİK rakamlarına göre Türkiye’de çocukların yüzde 91’i internet, yüzde 66’sı da sosyal medya kullanıyor. Bu kullanımın çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimi üzerindeki etkisini ölçecek bir internet okuryazarlığı eğitimi ise yaygınlaştırılmış değil.
Son yıllarda, dünya çapında sosyoekonomik statülerden çoğu zaman bağımsız olarak çocukların cilt bakımına ilgisi arttı. Bu ilgiyi akademik araştırmaların ve basının ilgi odağına yerleştiren şey ise, sadece yüz temizleyici sabunlar veya nemlendiricilerle sınırlı olmayışı.
İlk bakışta masum ve eğlenceli bir trend gibi görünüyor olabilir. Ancak işin ekonomik boyutu da devasa: 2023 yılında, ABD’de 6-12 yaş arası çocukları olan aileler cilt bakım ürünlerine yüzde 27,2 daha fazla harcama yaparken, 13-17 yaş arası gençlerin aileleri bu oranı yüzde 28,6’ya çıkardı.
Sekiz yaşındaki çocukların dermatologlara gitme sebebi giderek değişiyor ve yetişkin kadınlar için üretilmiş yaşlanma karşıtı kremlerin çocuklar arasında yaygın kullanımı nedeniyle yaşadıkları ciddi alerjik reaksiyonlar, tahrişler ve cilt döküntüleri haline geliyor.
Sosyal medyada viral olan ve Batılı ülkelerde son birkaç aydır yoğun bir şekilde tartışılan #SephoraKids akımı, çocukları yaşlanma karşıtı ürünlerle tanıştırıyor. Ancak bu yalnızca cilt sağlığını değil, beden algısını ve sosyal ilişkilerini de etkiliyor.
Sosyal Medya ve Küçük Kız Çocukların Anti-Aging Takıntısı
Burada kritik soru şu: Bir çocuk, cildi için oldukça güçlü ve tahriş edici olan tretinoin ya da ferulik asit gibi maddelere neden ihtiyaç duysun?
Associated Press (AP) başta olmak üzere birçok medya kuruluşu, araştırmacı ve saygın klinik, geçen seneden beri bu konunun üzerine ısrarla eğiliyor. Örneğin bu konudaki bir dosya için AP’nin görüştüğü 10 yaşındaki Scarlett Goddard Strahan, yüzündeki kırışıklıklardan o kadar korkmuş ki saatlerce TikTok ve YouTube’da cilt bakım videoları izlemiş. Parlak ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak için temizleyiciler, nem maskeleri ve nemlendiriciler kullanmış. Ancak bu ürünler onun hassas cildi için uygun olmadığı için bir süre sonra yüzü yanmaya ve su toplamaya başlamış. Aylarca geçmeyen izler kalmış.
Şimdilerde güzellik algısı değişmeye başlayan Scarlett, “Kırışıklıklarım olmasını ve yaşlı görünmeyi istemiyordum” diyor. “Bu kadar kötü etkileneceğimi bilseydim, o ürünleri yüzüme asla sürmezdim.” Scarlett halen bir çocuk.
Yaşlanma Karşıtı Ürünler Genç Cildi Nasıl Mahvediyor?
Sekiz yaşındaki sosyal medya cilt bakım fenomenleri ve onları dijital dünyada böylesine denetimsiz şekilde yalnız bırakan ebeveynleri, aslında yanlış bilgiler yaydıklarının ve bu bilgilerle akranlarının fiziksel ve ruhsal sağlığını nasıl etkilediklerinin farkında bile değiller. Oysa çocuklar moda akıma uyarak anti-aging ürünler kullandıklarında bu durum aslında tam tersine erken yaşlanmaya neden olabilir, cilt bariyerini bozabilir ve kalıcı izlere yol açabilir.
Genç cilt, doğal olarak dolgun, nemli ve pürüzsüzdür, çünkü cilt bariyeri güçlüdür. Ancak çocuklar tahriş edici anti-aging ürünleri kullandığında, ciltleri kuruyup hassaslaşabilir; cilt bariyerleri zarar görebilir. Bu da dış etkenlere karşı cildi savunmasız bırakır ve bağışıklık sistemi tepki verir. Enflamasyon başladığında, fibroblast hücreleri yara dokusu oluşturmaya başlar.
Daha da kötüsü, bu sürecin cilt gelişimi üzerinde uzun vadeli etkileri olabilir. Kolajen, cildin sıkı ve pürüzsüz görünmesini sağlayan temel bir yapı taşı. Çocukluk ve ergenlik döneminde kolajen lifleri yavaş yavaş çapraz bağlanarak yetişkin cildini oluşturur. Ancak tahriş edici ürünler kullanan çocuklarda fibroblastlar düzensiz çalışmaya başlayabilir ve cilt yapısı zarar görebilir. Eğer bu ürünler uzun süre kullanılmaya devam edilirse, ciltte kalıcı hasar bırakabilir.
Cilt Bakım Videoları Küçük Kızların Psikolojisini Nasıl Etkiliyor?
Bu moda akımın kız çocukların zihinsel sağlığı üzerindeki etkisi de cabası. Cilt bakımına ilgi, sosyal medya fenomenleriyle bağ kurmanın yeni ve “eğlenceli” bir yolu haline geldi.
Dolayısıyla bu ürün tavsiyelerinin “karanlık” bir yüzü de var. Çocuklar, güzellik algısının bir gösteriye dönüşmesi sonucu bu ürünleri birer aidiyet ve toplumsal onay aracı haline getiriyor. Güzellik, hangi sosyo-ekonomik statüden olursa olsun, çocuklarda giderek dışlayıcı veya kapsayıcı bir şablon dayatıyor. Oysa öykündükleri filtrelenmiş güzellik görüntülerinin bazıları gerçek bile değil.
Dijital araçların çocukların adeta yeni bir uzvu haline geldiği bir ortamda amaç daha pürüzsüz bir cilt, belirgin elmacık kemikleri, gergin cilt… Yaşlanma karşıtı kremleri kullanmadığında bazı çocuklar kendilerini diğer kızlar karşısında “güvensiz” hissettiklerini söylüyor. Bunun üzerine TikTok’ta milyonlarca çocuk takipçisi olan güzellik influencerlarını takip ederek söz konusu ürünlere yöneliyorlar; tüm harçlıklarını bu ürünlere yatırmak pahasına…
Psikologlara göre, güzellik içerikleri küçük kızların bilinçaltına “cilt bakımına hemen başlamalısın!” mesajını vererek, bulundukları güzellik çerçevesi içerisinde yetersiz oldukları şeklinde bir algı yaratıyor ve güvensizlik duygusu aşılıyor.
Çocukları Cilt Bakım Fenomenlerinden Korumanın Yolları
Sosyal medyanın yarattığı bu problemle başa çıkmak için hem yasal düzenlemelere hem de ebeveyn müdahalesine ihtiyaç var. Bazı markalar web sitelerinde çocukların anti-aging serumları veya losyonları kullanmalarını tavsiye etmese de (“Yaşlanma karşıtı kremlere 21 yaş sonrası başlanabilir” şeklindeki ibarelerle) bu tavsiyelerin ne yazık ki çocukların alım tercihleri ve moda akımlara kapılmaları üzerinde herhangi bir bağlayıcılıkları yok. Ürünler üzerinde de herhangi bir uyarı bulunmuyor.
Örneğin Kaliforniya’da yaşlanma karşıtı ürünlerin 18 yaş altındaki kişilere satışını yasaklamak için ikinci kez yasa teklifi verilmiş; bunun güzellik sektörünün çocuk sağlığı üzerindeki ciddi bir zararı olduğu belirtilmişti. Hatta yasa teklifini veren meclis üyesi Alex Lee, ürünlerin üzerinde renkli paketlemeler eşliğinde “Bebek Yüzlü” gibi markalandırmalara gidildiğini, bunun da tıpkı meyve aroması kullanan e-sigaralarda olduğu gibi çocuk kullanıcılara cazip geldiğini ileri sürmüştü.
Öyle ki bazı cilt ürünleri, çocukların da ilgisini çeksin diye, üzerine basıldığında çiçek şeklinde açılıyor. Ancak henüz bu ürünlerin satın alınmasında yaş sınırına dair herhangi bir yasal düzenleme çıkarılmış değil.
Bu konuda İsveç’in önde gelen eczane zinciri Apotel Hjartat ise, geçen sene Mart ayında, ailelerin onayı olmadan 15 yaş altı müşterilere yaşlanma karşıtı ürün satmayacağını açıkladı.
Peki, ebeveynler ne yapabilir? Sosyal medya videolarının neden olduğu cilt hasarı, dijital dünyanın çocuklar üzerindeki etkilerinin sadece bir parçası. Ebeveynler, çocuklarını korumak için aktif bir rol üstlenmeli.
Birçok ebeveyn, çocuklarının kullandığı ürünlerin güvenli olduğunu varsayar. Ancak ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA), kozmetik ürünlerin çocuklar üzerinde test edilmesini zorunlu kılmıyor. Sadece çocuklar için özel üretilmiş ürünlerin test edilmesi gerekiyor.
Bu yüzden dermatologlar, çocukların yaşlanma karşıtı ürünler kullanmasının zararlarını topluma anlatmaya çalışıyor. Connecticut Çocuk Hastanesi, UCLA Sağlık Merkezi ve İngiltere Dermatoloji Derneği gibi uzman kuruluşlar ve sağlık çalışanları, çocukların bu ürünleri kullanmasının kalıcı cilt sorunlarına yol açabileceği konusunda ebeveynleri uyarıyor. Bu uyarılarını da son aylarda giderek artırdılar.
Türkiye’de henüz bu konu etraflıca tartışılmıyor. Ama çocukların beden algısının yanı sıra ruh sağlığı açısından gündeme getirilmesinin, ailelerin, özel sektörün ve medya içeriklerinin de bu konuda çocuk-dostu bir dil ve temsil kullanmaya başlamasının vakti çoktan geldi.
Özetle, bir çocuk cilt bakımıyla eğlenebilir, bu konuda videolar izleyebilir, ancak bu eğlence bir kırışıklık korkusuna ve yaşlanma takıntısına dönüşmemeli. Sekiz yaşındaki bir çocuğun ihtiyacı olan tek şey, yaşlanma karşıtı krem değil; çocukluğunu tüm özgünlüğü ve biricikliğiyle yaşamak… Hem de doya doya… Kentlerde yaygınlaştırılması gereken kamusal mekânlarda, yaşının gerektirdiği tüm gelişimsel oyun ve/veya sosyalleşme imkânlarıyla… Karnı tok olarak, nitelikli kamusal eğitimden yararlanarak, bedensel ve ruhsal bütünlüğü korunarak… Çocuk olarak, çocuk kalarak…
MENEKŞE TOKYAY