Travmanın özü kısaca bir Endülüs travması, bir Rumeli travması; batıp giden koskoca bir imparatorluk travmasıdır. Bunun da sorumluları bütün bir modernleşme sürecinin mimarı olan yönetici elitler, yozlaşmış aydınlardır. Algı bu, düşünce budur. “Dünya erkeğin, ev kadınındır”.¹ DOĞAN KUBAN   “Fırtına” der Adorno, “mutlu adam için korunmuşluğun şarkısıdır”, mutsuz adam içinse evinin korunaksızlığını anımsatır bu ses. İnsanın […]

Hiç beklenmedik bir anda devreye giren bir imge, bir anda olayı gerçek bağlamından kopartarak “Ve lakin çok şükür Müslümanız” düzlemine taşıyor. Böylece sadece iman tazelemiş olmak ve rahatlamakla kalmıyor aynı zamanda işin aslını araştırmak için gerekli çalışma külfeti ve sorumluluktan da kurtulmuş oluyoruz “Hacı Nuri Bey bana dedi: Alaman indi Balkan’a ne Yunan’ı bıraktı, ne […]

20 senelik muhafazakâr iktidar döneminde başta altyapı (ulaşım, iletişim, enerji) olmak üzere sağlık ve silah teknolojisi ve son dönemlerde üretim alanlarında -yatırım öncelikleri ve ekonomi bilimi açısından doğru veya yanlış- gelişmeler sağlandı. Eğitim, üniversite, kültür, hukuk, mimari, sanat ve din alanlarında ise ciddi tavsamalar, gerilemeler oldu. Sözde ve görünürlükte (Kisve-Cami) din artarken; içerik/mahiyet epeyce boşaltıldı. […]

Bugün toplum olarak yeni bir başlangıcın arifesindeyiz. Siyasal yurttaşlık temelinde bütün bir ulus ve ulusal ölçekte demokratik değerleri, onların korunmasını mı; yoksa yerel ölçekteki değerler ve kimlik kafesleriyle onların birbirleriyle rekabetini mi konuşacağız? Sorulması gereken asıl soru budur. “Arpa ekmeği nasip ettiğine Bağışla bir de Haydar’ın kuvvetini” Muhammed İkbal   Geçenlerde bir dost meclisinde otururken […]

Türkiye’de bir mahkemenin İhsan Eliaçık’ın meal-tefsirine “Doğru İslam’a aykırıdır” gerekçesiyle imha kararı verebilmiş olması Türkiye’de hukuk düşüncesinin ne kadar ilkel olduğunun sadece bir göstergesi. Fakat aslında ülkemizin hukuk bilincinin ne kadar vahim durumda olduğunu, bugünkü anayasayı kendine hiç ama hiç dert etmeyen ortalama Türk insanının duruşunda gözleyebiliriz. Türk hukukunun “Doğru İslam’a aykırıdır” gerekçesiyle İhsan Eliaçık’ın […]

Hasbi ve muhasibi düşünme, varlık ve oluş karşısında insanın içine düştüğü hayret ve duyduğu hayranlıktan kaynaklanan: “Bu değirmenin suyu nereden geliyor?” sorusundan/sorumluluğundan doğar. Hesabi düşünme ise, varlık ve oluş karşısında doğan meraktan doğar ve bilim olarak varlıkları hesap eder/sayar. Merak, insanın etrafında beş duyusu ile idrak ettiği ve herkesin, alışkanlık ve aşina olmakla “normal” bulduğu […]

Bugünün dindarları, muhafazakârları; konu siyaset, ticaret, piyasa olunca dini yorumların güncellenmesini gayet kolaylıkla kabullendi, kabulleniyor… Ama söz konusu kadınları ilgilendiren, ataerkil konfor alanına giren konular olunca dini yorumları bırakalım, geleneksel, ataerkil toplumun dinin içine dahil ettiği konuların bile konuşulmasına-yeniden yorumlanmasına yanaşmıyorlar. Son bir haftada sosyal medyada en çok paylaşılan ayet, Hucurât Suresi’nin altıncı ayeti olabilir: […]

“Şirket” olarak vazedilen siyaset, Cahiliyye dönemindeki gibi dinsel “şirk”e dönüştürülmüş gibi. Partililer ve geniş halka olarak milliyetçiliğin de dahil olduğu “Cumhur İttifakı”, haklı-doğru “Biz/Dost”u oluştururken; muhalefet, bâtıl ve yanlışı, yani “Ötekiler/Düşman”ı oluşturuyor. Böylece siyaset; adalet, özgürlük ve güvenlik arayışı olarak bir “rekabet” süreci olmaktan çıkarak; âdetâ -Sahabe arasında olduğu gibi- iç “savaş” havasına dönüşüyor.   […]

Taklit/Dogmatizm, “Hakikat” adına terör saçan bir psikoloji yaratır. Oysaki din ve siyaset alanları, herkesin bireysel sorumluluk üstlenmesi gereken alanlardır. Bu alanlarda dinsel “karizma”nın oluşması, sürekli istismar ve şiddet doğurur. Bunun istisnası yoktur. Dinler tarihi, bunun şahididir.   Kültürel-Tarihsel Arka Plan   Mezopotamya, Ön-Asya, Doğu Akdeniz ve Mısır’da siyasal ve dini düşünceye “Çoban-Sürü” kodu egemendir. Bu […]

Karadeniz’de coğrafya, dinin araçsallığını; etnik köken ise, genellikle psikolojisini/karakterini belirlemektedir. Karadeniz dindarlığında duygusallık-ruhsallık oldukça zayıftır. Ağır basan şekilcilik, ritüel ve pratik faydadır. “Türk Müslümanlığı” üzerine eleştirel bir yazı yazmış (Özgürlükçü Teoloji Yazıları, Ank. 2022, s. 127-132) birisi olarak, bu yazıyı, toplumun bir kesimini aşağılamak saiki ile değil; bu bölgenin dinsel sosyal-psikolojisini tasvir amacı ile kaleme […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.