Dil, kulaktan beslenir, hepimiz duya duya öğrendik dilimizi. Kötü kullanım çok kullanılınca yadırganmaz oluyor. Ekonominin çok bilinen kuralı dilde de işliyor: Kötü Türkçe, iyi Türkçeyi kovuyor. Kulak alışıyor, zihin alışıyor; çarpık sözler bile doğal bir kullanım gibi geliyor insana… Türkçe ne yazık ki 25-30 yıl öncesine göre bugün daha ciddi sorunlarla karşı karşıya.

Bundan 30 sene “öncesinde” halkın sahip olduğu dil yetisi oldukça dikkat çekicidir. Bugünün röportajlarında karşılaşılan Türkçe ise yıllar öncesinin Türkçesinden çok daha dar bir kelime dağarcığı ve çok daha savruk bir anlatımı teşkil etmektedir. Kanaat önderlerinin çoğunluğunun kullandığı dil de sokak röportajlarında kullanılan dilden çok az farklılık göstermektedir.

İnsan kendini nasıl tanımlıyorsa oradadır. Buradan tartışmanın bir anlamı yok. Edebiyatın da bir parçası olduğu sanat en nihayetinde evrenseldir çünkü. Senede bir hafta açan çiçekler gibi “Türk edebiyatı mı Türkçe edebiyat mı” tartışması da mutlaka her sene bir hafta yapılır. Bu tartışmanın bütünlüklü ve kapsamlı olanlarından biri geçen sene K24’ün arşivine de girmişti. Gelelim, sorunun […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.