MEHMET ALTUNKILIÇ

İstanbul’da doğdu. Sanat Tarihi ve Medya-İletişim alanlarında eğitim aldı. Çeşitli basın-yayın kuruluşlarında muhabir ve editör olarak çalıştı. Serbest gazetecilik yapmaktadır.

MEHMET ALTUNKILIÇ

İstanbul’da doğdu. Sanat Tarihi ve Medya-İletişim alanlarında eğitim aldı. Çeşitli basın-yayın kuruluşlarında muhabir ve editör olarak çalıştı. Serbest gazetecilik yapmaktadır.

TÜM YAZILARI

Günümüzdeki akademisyenlerin sınıfsal yapısı önceki nesillerden farklı. Daha önce akademik hayata atılanların önemli bir kısmı aileden gelen birikimlere sahiplerdi ve geçim için maaşa bağlı değillerdi. Şimdi akademisyen sayısının artmasıyla birlikte sınıfsal yapı değişti, eskisi gibi “hobi” olarak hocalık yapanların sayısı azaldı. Bu açıdan daha kırılgan bir akademik sınıftan bahsedebiliriz; hem aileden getirdikleri birikimlerin neredeyse olmaması hem de düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalmaları nedeniyle “çifte kırılganlık” söz konusu.

Bugün dinin simgesi olan bir başlık, dün Batı özentiliğinin nişanıydı. Bir zamanlar sarıkla savaşmak için icat edilen fes, şimdi sarığın yerine geçmiş durumda. Bu dönüşümler yalnızca ilginç değil, neredeyse fizik kurallarına aykırı: Bir nesne nasıl hem “gâvurluk” hem “müminlik” sembolü olabilir? Hem inkılap hem direniş işareti?

Şirin Ebu Akile, tam üç yıl önce bugün öldürüldü. Parlak stüdyo ışıkları yerine enkazların, gözyaşlarının, yıkık duvarların gölgesinde durdu hep. Gözlerinin içine bakan herkes onun sadece bir haberci değil, bir hafıza olduğunu anlardı. Bugün hâlâ Şirin’in sesi yankılanıyor Gazze sokaklarında, Batı Şeria’nın suskun taşlarında ve her cesur gazetecinin vicdanında…

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.