“Gazze Ablukası Kalkmadığı Sürece Mücadeleye Devam Edeceğiz”
Biz inanıyoruz ki bir gün yıllarca süren bu hukuksuz abluka kırılacak. En azından üstümüze düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz. Başaramasak bile, elimizden geleni yapacağız. Pes etmek yok.
Mülakat: Naman Bakaç
İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırım ve abluka uygulamaları kesintisiz devam ediyor. Dünya bu soykırımı durdurmaya ve ablukayı kaldırmaya dönük hâlâ ciddi bir adım atabilmiş değil. Zaman zaman kimi sesler, tepkiler ve eylemler görülse de Filistinliler ölüm, yıkım ve acıyı yaşamaya devam ediyorlar. Gösterilen tepkilerden biri de son günlerde dünya gündeminde büyük yankı uyandıran Özgürlük Filosu Koalisyonu’nun Madleen isimli gemisi idi.
Madleen gemisi, Gazze’deki ablukayı kırmaya dönük sembolik bir adım olarak yardım malzemeleri ile İtalya’dan yola çıkmıştı. Ancak Gazze’ye varmadan İsrail tarafından hukuksuz bir şekilde gemiye el konuldu, barışçıl gönüllüler gözaltına alındı. Madleen gemisi için yapılan “Eylemleri sembolik, fazlasıyla politikti” tespiti, geminin misyonunu ve hedefini çok iyi ifade eden bir cümleydi. Perspektif, bu eylemin hedefini, misyonunu, gemideki gönüllülerin neyi başarıp başaramadıklarını, mücadelelerini, İsrail’in müdahalesini ve bundan sonra bir sivil toplum kuruluşu olarak nasıl bir yol izleyeceklerini, gemideki barışçıl gönüllülerden Almanya’da yaşayan Şuayb Ordu ile konuştu.
BUGÜNE KADAR 20’YE YAKIN GEMİ GÖNDERİLDİ GAZZE ABLUKASINI KIRMAK İÇİN
Madleen gemisinde, iklim aktivisti Greta Thunberg ve Filistinli Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan gibi isimler yer almıştı. Özgürlük Filosu Koalisyonu, bildiğim kadarıyla çatı bir kuruluş. Bu koalisyonun içinde hangi sivil toplum kuruluşları var? Şu ana kadar ne tür çalışmalar yapmış Özgürlük Filosu Koalisyonu?
Evet, Özgürlük Filosu Koalisyonu bir çatı kuruluş, birçok ülkede temsilcilikleri var. Bu temsilciliklerin bazıları farklı yardım kuruluşlarında da çalışan veya farklı organizasyonlarda aktivistlik yapan insanlar. Ama süreç içerisinde Özgürlük Filosu Koalisyonu ile tanışıp bu çatı altında da çalışmaya başladılar. Mesela Amerika Pink Code isimli aktivist bir kuruluş var. Bu kuruluştan arkadaşlar var Koalisyon’da. Greta Thunberg, zaten biliyorsunuz iklim aktivisti. Rima Hassan, AB Parlamento üyesi. Türkiye’den Mavi Marmara Derneği isimli yardım organizasyonu var bu koalisyonun içinde. Dünyada 50’den fazla ülkenin yardım organizasyonları Özgürlük Filosu Koalisyonu dediğimiz Freedom Flotilla Coalition’ın içinde yer alıp, barışçıl eylemlerde bulunuyorlar.
Tabii bu organizasyonlar normal şartlarda Freedom Flotilla’dan bağımsız olarak bireysel anlamda hangi organizasyona aitseler, normalde o işlerini de icra ediyorlar. Ama söz konusu Freedom Flotilla olduğunda, Freedom Flotilla çalışması altında hareket ediyoruz. Bu noktada diğer arkadaşlarla nasıl bir iletişim sağlıyoruz? Biliyorsunuz bizim misyonumuz ciddi anlamda tehlikeli bir misyon. Dünyada arkamıza bir kamuoyu desteği almamız gerekiyor ve bunun için zaman zaman tanınmış simalarla birlikte hareket ediyoruz. Bu noktada Filistin meselesini destekleyen, gündemine alan, mücadelesinin merkezine Filistin’i yerleştirmiş insanlara ulaşmaya çalışıyoruz, Greta ve Rima gibi. Kimileri kendileri bizi duyup katılıyor, kimilerine ise biz teklifte bulunuyoruz. Etkinliklerimize çağırıyoruz ve orada tanışıyoruz. Kendileri gözlemliyorlar, bakıyorlar, katılma kararı alırlarsa katılıyorlar. Greta Thunberg ve Rima Hassan da uzun düşünme süreçleri sonucunda filoya katıldılar. Biz davet etmiştik, icabet ettiler. Geldiler, baktılar, birkaç gün kaldılar ve ardından katılmaya karar verdiler. Ben de 1,5 senelik bir katılımcıyım ama yıllardır ablukaya karşı mücadele veriyorum. Bugüne kadar 20’ye yakın gemi gönderildi Gazze ablukasını kırmak için. Bu abluka kırılana kadar da gemi gönderilmeye devam edilecek. Koalisyonun temel misyonlarından biri Gazze’deki ablukayı kırmak olduğu için, bizler buna odaklanıyoruz. Bu anlamda Özgürlük Filosu Koalisyonu’nun deneyimli bir organizasyon olduğunu söyleyebilirim.
İLK DEFA DÜNYA ÇAPINDA BU KADAR SES GETİRDİK ANCAK HÂLÂ HEDEFİMİZE ULAŞMIŞ DEĞİLİZ
Özelde siz, genelde Madleen gemisindeki barışçıl gönüllüler, kendinize nasıl bir misyon biçmiştiniz? Gazze bağlamında öncelikle neyi hedeflemiştiniz? Misyonunuza ve hedefinize ulaştığınızı düşünüyor musunuz?
Bizim yapacağımız baskılar sonucunda, Gazze ablukasının kalkmasını şahsen hedefliyorum. Birçok arkadaşımız da bunu hedefliyor. Bu misyonu gerçekleştirmek için gönüllüler olarak, uluslararası hukukun bize izin verdiği doğrultuda barışçıl bir şekilde bu soykırımı durdurmaya yönelik adım atıyoruz. Yanı sıra bu ablukayı kırmaya yönelik bir hareket organize ediyoruz. Temel hedeflerimiz illegal olan Gazze ablukasının kaldırılması ve Filistin halkının, Gazze halkının özgürlüğüne kavuşmasıdır.
Peki, hedefimize ulaştığımızı düşünüyor muyuz? Tabii ilk defa bir organizasyon olarak dünya çapında bu kadar ses getirdik. İlk defa insanlar artık dünyanın dört bir yanından bu ablukaya karşı ses çıkarttılar ve bizi desteklediler. Bu anlamda çok güzel bir şey oldu ama “Hedefimize ulaştık mı?” sorusuna vereceğim cevap, hayır ulaşamadık maalesef. Abluka kaldırılmadığı sürece de hedefimize ulaşmamış sayacağız kendimizi. Bu yüzden çalışmaya ve mücadeleye devam edeceğiz.
ODAKLANDIĞIMIZ NOKTA, FARKLILIKLARIMIZI BİR KENARA BIRAKIP ABLUKAYI KIRMAYA DÖNÜK SES OLABİLMEKTİ
Farklı birçok ülke, etnisite, din ve düşünceden gönüllüler olarak aynı gemide bulunmanız size nasıl bir deneyim yaşattı? Ne tür kazanımlarınız oldu? Hayatınızda değişen bir şeyler oldu mu? Ya da diğer gönüllülerde ne tür değişimler gözlemlediniz?
Gemide farklı dinden, farklı görüşten ve farklı ideolojiden insanlar vardı. Kimimiz çok farklı motivasyonlarla hareket ediyorduk. Bu noktada bazen aramızda ufak tatlı sürtüşmeler olsa da genel olarak hep bir kardeşlik ortamı söz konusuydu. Çünkü odaklandığımız nokta, farklılıklarımızı bir kenara bırakıp bu soykırıma ve ablukayı kırmaya dönük ses olabilmekti. Bunun için harekete geçmiştik. Bu noktada da birbirimizin kimi farklı yönlerini görmezden gelebiliyorduk. Birbirimizin karakterindeki keskin yönleri, bakış açılarındaki keskin noktaları görmezden geliyorduk. Tüm bunlar son derece derin bir saygı ve sevgi çerçevesinde gerçekleşiyordu.
Onun haricinde benim açımdan şahsen ufuk açıcı oldu. Ben dört senedir Avrupa’da yaşayan birisiyim. Bu anlamda böyle bir organizasyonun parçası olmak, yani dünyanın dört bir yanından dost ve kardeşlerin olması harika duygular yaşattı bana. Artık kendimizi bir sınıra, bir coğrafyaya bağlı tutmuyoruz. Dünyanın dört bir yanında istediğimiz zaman her yere gidebilecek bir durumdayız. İstediğimiz zaman herkesle görüşebilecek bir durumdayız. Gemideki her fert ile adeta bir aile gibiyiz. Az önce dediğim gibi farklılıklarımızı bir kenara bırakıp saygı ve sevgi çerçevesinde hareket ettiğimiz için insanca ve barış içinde yaşayabilmenin küçük bir örneği oldu bizim için bu organizasyon. Ben böyle değerlendiriyorum bu birlikteliği. Yani insanların savaşmadan, sağlıklı iletişimle birlikte bir şeyleri yapabileceğinin, sürdürülebilir bir şeyleri gerçekleştirebileceğinin bir örneği oldu bu yaşadıklarım.
Diğer gönüllülerin de benzer deneyimleri yaşadığını düşünüyorum. Zaten bu organizasyona katılan insanların çoğu ufku açık insanlar. Çoğu, organizasyonun az çok nasıl bir yapıda olduğunu bilerek geliyor ve odaklandıkları şey misyonun kendisi. Odaklandıkları şey Gazze’de, Filistin’de acı çeken halka yardımcı olabilmek, ses olabilmek. Bu noktadan hareket ediyordu herkes ve herhangi bir sorun yaşamadık.

Şuayp Ordu, Madleen isimli gemideyken…
İSRAİL’İN GEMİYİ BOMBALAMA, KAÇIRMA VE TUTUKLAMA İHTİMALLERİNİ DÜŞÜNMÜŞTÜK
Madleen gemisi İsrail tarafından hukuksuz bir şekilde kaçırılmadan önce, sizler gemiye bir müdahalenin olacağını sanırım bekliyordunuz. Müdahale olması halinde nasıl bir yol izlemeyi kararlaştırmıştınız? Gemiye müdahale olmasaydı, Gazze’ye varmanız halinde nasıl bir yol izleyecektiniz?
Evet, İsrail tarafından hukuksuz bir müdahale bekliyorduk zaten. Müdahale olmamasını tabii ki isterdik. Kamuoyunun baskısıyla, ses çıkartmasıyla, hükümetlerin arkamızda durmasıyla, dünya halklarının tepkisiyle belki İsrail için caydırıcı bir durum olur ve Gazze’ye girebiliriz diye umuyorduk. Belki arkamızdan başka insanlar da gelir, böylece ambargoyu kırmak için bize destek olurlar diye düşünüyorduk. Fakat maalesef böyle olmadı. Yine destekleyen çok oldu. Allah razı olsun ancak tam olarak istediğimiz sonucu alamadık. Biz yine denemeye devam edeceğiz. İsrail’in hukuksuz müdahalesi sonucu bizim 1,5-2 ay önce, Malta’da yine Conchos gemimiz bombalanmıştı.
O bombalamadan sonra, Avrupa’dan yine benzer bir sessizliğe maruz kaldık. Bu noktada İsrail’in yine bir şeyler yapacağını, örneğin bombalama, tutuklama veya kaçırma ihtimallerini düşünmüştük. İsrail’in bir eyleme kalkışacağını her zaman bekliyorduk. Bu noktada nasıl bir yol izleyeceğimiz sorusuna gelince, eğer bombalı bir saldırı olursa erken reaksiyonla hızlıca denize atlayıp canımızı kurtarabildiğimiz kadar kurtarmaya odaklandık. Eğer gemiye baskın yaparlarsa o zaman da herhangi bir tepki göstermeden, tamamen şiddetsiz ve tepkisiz bir şekilde ellerimizi kaldırmayı kararlaştırmıştık. Çünkü biz ne bir direnişçiyiz bu noktada ne de bir orduya karşı direnecek gücümüz vardı. Tamamen şiddetsiz, tepkisiz bir şekilde, engellenmeye maruz kalacağımıza hazırlanıyorduk açıkçası. Gemide iken böylesi bir süreci zaten gördük ve izledik. Müdahale olmasaydı, geminin Gazze’ye varması halinde yardımları Gazze kıyısına ulaştıracaktık. Gazze halkına dağıtacaktık. O halka kucak açacaktık. Dünyaya destek talebinde bulunacaktık ablukanın kırılması için. Gazze’de gemimizin Gazze halkıyla temas halinde olması için bekleyebileceğimiz kadar beklemeyi planlamıştık açıkçası.
SONUÇTA ORADA İNSANLAR HÂLÂ KATLEDİLİYOR VE BİZ BU DURUMU MAALESEF DEĞİŞTİREMEDİK
Madleen gemisine yönelik dünya çapında halkların gösterdiği desteği nasıl buldunuz? Ülke liderlerinin Madleen gemisinin haksız gaspına yönelik duruşlarını nasıl değerlendirirsiniz? Dünya kamuoyuna Gazze bağlamında neler kazandırdı Madleen gemisi?
Dünya kamuoyunun desteği gerçekten beklediğimizin üstündeydi ama yeterli miydi? Açıkçası ben yeterli bulmuyorum. Yine ülke liderlerinin desteğini de açıkçası çok yetersiz buldum. Tabii bizim ülkemiz biraz daha hassastır bu konularda, haklarını yiyemem, diğer ülkelere nazaran daha duyarlıydılar. Ama maalesef beklediğimizin altındaydı. Eskiye nazaran çok daha fazla ses çıkarttılar, çok daha fazla bir duyarlılık var. Fakat yine de maalesef gördüğünüz gibi bu yetersiz kalıyor. Peki Madleen gemisi ne kazandırdı? Belki Gazze konusunda biraz daha dikkat çekebildik dünya kamuoyunda. Gazze konusunda insanlar daha duyarlı olmaya başladılar. Belki insanlara biraz daha cesaret verdik ve daha cesur veya daha aktif bir şekilde hareket edebilecekleri bir güven alanı sağladık. Belki bu bağlamda daha çok insanı harekete geçirmiş olabiliriz. Tabii bu çok güzel bir şey ama çok daha fazla olması gerekiyor. Sonuçta orada insanlar hâlâ katlediliyor ve biz bu durumu maalesef değiştiremedik.
BİRÇOK ARKADAŞIMIZ BU MÜCADELEDE İŞSİZ KALDI, YİNE DE ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA GAZZE’YE GEMİ GÖNDERECEĞİZ
Özgürlük Filosu Koalisyonu Madleen gemisinden önce Gazze’deki ablukayı kırmak için Vicdan Gemisi, Hanzala Gemisi ve kadınlardan oluşan bir gemi ile gündeme gelmişti. Koalisyon olarak bundan sonra ne tür faaliyetlerde bulunacaksınız Gazze bağlamında? Özgürlük Filosu Koalisyonu ne tür hazırlıklar yapıyor şu anda Gazze ve Filistin için? Yol haritanız nedir? Pes etmediniz değil mi?
Özgürlük Filosu Koalisyonu olarak, Madleen gemisinden önce de birçok faaliyette bulunduk. İki ay önce Özgürlük Filosu Koalisyonu’na bağlı Conscience gemisi Avrupa’nın dibinde Malta açıklarında bombalandı. Uzun bir süre Türkiye limanlarında mahsur kaldı. Türkiye’de bayrak çekildi. Bundan önce Mavi Marmara saldırısı yaşandı bilindiği gibi. Sizin soruda bahsettiğiniz gemiler de yola çıkmışlardı. Defalarca gemi gönderildi. 20’ye yakın daha önce yola çıkmış gemimiz var ve gemi göndermeye de devam edeceğiz. Şu anda da Hanzala gemisi hazırlanıyor. Yani biz bu noktada hakkı haykırmak ve zulmü duyurmak için çabalamaya devam edeceğiz. Burada etkiyi artıracak olan, bizi sonuca ulaştıracak olan şey, Özgürlük Filosu Koalisyonu’na verilecek destektir. Dünya kamuoyunun, bizim tamamen yasal anlamda yaptığımız bu tür çalışmalara destek vermesi, İsrail’in gayri hukuki bir şekilde engellemesine izin vermemesiyle hedeflerimize ulaşabileceğimizi düşünüyorum.
Devletler baskı yapmalı. İsrail’in bu hukuksuzluğuna tepki göstermeli. Bu tepki ne kadar büyürse o kadar etkili olacak çabalarımız. Yani bu anlamda pes etmek yok. Önümüzdeki aylarda yeni gemimizi göndereceğiz inşallah. Yola çıkmaya hazırlayacağız. Tabii bu hazırlık süreci çok zorlu oluyor bizim için. Emin olun, yolda olmasından çok daha zorlu süreçler yaşıyoruz. Birçok bürokratik engele takılıyoruz. Bürokrasiyi, duvar olarak karşımıza yıkıyorlar. Bizim illegal bir şey yapma şansımız yok bu anlamda. O yasal süreci de bürokrasiyi de aşana kadar cidden çok yıpratıcı ve zorlu süreçler yaşıyoruz. Tüm bu zorlu süreçlerden sonra yola çıkabiliyoruz. Gördüğünüz gibi yola çıktığımızda da İsrail müdahalesi ve iftiralara maruz kalıyoruz.
Bizim bu anlamda bir ekonomik gücümüz de yok maalesef. Tamamen insanların kendi yaptığı fedakârlıklar, bize gelen ufak yardımlar, kendi cebimizden arttırdığımız üç beş kuruşla, elimizdeki sınırlı imkânlarla, dünya çapında her arkadaşımızın yaptığı fedakârlıklarla mücadelemizi sürdürüyoruz. Birçok arkadaşımız bu mücadele sürecinde işsiz kaldı. Çok zorlu geçse bile çabalamaya devam edeceğiz ve pes etmeyeceğiz. Biz inanıyoruz ki bir gün yıllarca süren bu hukuksuz abluka kırılacak. En azından üstümüze düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz. Başaramasak bile, elimizden geleni yapacağız. Pes etmek yok.
ŞUAYP ORDU