Resim Değişirken
2023 seçimlerini CHP değil, kazanırsa 6’lı Masa, muhalefet kazanacak. Bu da CHP’nin CHP tarzı siyasette ısrar etmektense, bir 6’lı Masa tarzı siyaset üzerine düşünmesinin daha hayırlı olacağını gösteriyor. CHP kurmayları yaptıkları jestlerden ve gerçekleştirdikleri aktivizmden memnun olabilirler ama memleketin bugünlerde sanki başka bir şeye ihtiyacı var: Muhalefet partilerinden bir üst aktör çıkarmaya mesela.
2018’de aldığı yüzde 50’lik desteğin çok altını görmüş Erdoğan ve Cumhur İttifakı resmi değişiyor. Arka arkaya iki sene yüzde 100’e ulaşan enflasyonun yarattığı memnuniyetsizlik Erdoğan’a verilen desteği yüzde 40’ın altına doğru çekmeye başlamışken, 6’lı Masa’nın verdiği dağınıklık görüntüsünün süregitmesi ve seçim tarihinin yaklaşmasıyla beraber sahaya dönüşü, Erdoğan’ın desteğini yeniden yüzde 40’lar seviyesinin hemen üzerine çekmiş görünüyor. Haziran’a kadar geçecek süre içinde Erdoğan’ın desteğini yeniden yüzde 50’lere çıkarabilmesi mümkün görünmese de, seçimler yaklaşırken iktidarın cazibesini artırabilmesi muhalif mahfillerde “beş yıl daha mı” endişesine yol açıyor.
Endişeyi birebir paylaşıyor olmakla beraber muhalif mahfillerdekilerden biri olarak bugünlerin en kötü günlerimiz olmaması ihtimalinden ürktüğümü söylemeliyim. Biri daha az hesaba katılan iki ihtimalden, iki muhtemel patikadan ötürü. Herkesin hesaba kattığı ihtimal, herkese maazallah dedirten patika malum: 6’lı Masa’nın dağılması ve meclis seçimlerine tek tek partiler olarak, cumhurbaşkanlığı seçimlerine de çok adayla gidilmesi. HDP’nin kapatılması ve siyasi yasaklarla felç edilmeye çalışılması ihtimaliyle birlikte düşünüldüğünde bu ilk ihtimalin Cumhur İttifakı’na mecliste çoğunluk, Erdoğan’a da başkanlık seçimlerini kazandırması kuvvetle muhtemel. 1983 seçimlerinde olduğu gibi seçmenin esaslı bir sürpriz yapıp siyaseti hiç beklenmeyen bir biçimde şekillendirmesi ihtimali de var tabii ki, ama 1983’le 2023 arasında benzerlik, malum, çok az.
Daha az hesaba katılan ihtimal, üzerine daha az düşündüğümüz patikaysa şu: 6’lı Masa geçiş, program ve aday üzerine iyi kötü bir ortaklaşmaya varır, bu ortaklaşmanın yaratacağı dalgayla cazibesi artan muhalefet, daha çok da muhalefetin çekirdeği olarak CHP seçimleri kazandık moduna geçip siyaseti şimdiye kadar yaptığı gibi yapmaya devam eder ve seçimlerin son düzlüğüne iyi hazırlanan Erdoğan seçimleri kazanır. Biraz karışık olduğunun farkındayım ama söylemek istediğimin esası şu: İşleri toparlıyor algısına bağlı olarak artan cazibesinden dolayı kapıldığımız “Erdoğan’la beş yıl daha mı endişesine” 6’lı Masa’nın uzlaşmaya varmasıyla beraber bir an için veda edip, seçimlerin hemen öncesinde daha kuvvetli bir biçimde dönebiliriz. Şundan: 6’lı Masa iyi kötü bir arada kalacak gibi görünse de, ana aktör olarak CHP başta olmak üzere altı siyasi parti bildiklerince siyaset yapmaya devam edecek görünüyor. Bu da seçimlerin iktidar cenahınca kazanılması ihtimalini canlı tutmaya yetebilir. İzah etmeye çalışayım.
Biraz Jest, Biraz Aktivizm
Görebildiğim şu: “6’lı Masa’da daha fazlası yapılamaz” düşüncesinden mi, “2023’ten sonra nasılsa herkes kendi yoluna gider” ihtimalinin kuvvetli oluşundan mı, yoksa “muhalefetin en büyüğü biziz, herkes bize mahkûm” özgüveninden mi, her ne sebeptense, CHP 6’lı Masa’yı Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın karşısındaki esas siyasi aktör olarak inşa etme eğiliminden uzaklaşmış durumda. CHP, 6’lı Masa’yı altı siyasi partiyi aşan bir üst siyasi aktör olarak kurmak yerine, bu partilerin bir araya geldiği bir platform gibi görüyor belli ki. 6’lı Masa’yı Cumhur İttifakı’nın “Türkiye’nin yüzyılı” logosuyla parlatmaya hazırlandığı yerli milli rejimin karşısına eşdeğer bir fikrin sahibi bütünlüklü bir siyasi oyuncu gibi değil de, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de ortaklaşmış, cumhurbaşkanı adayında da ortaklaşacak bir koalisyon gibi kodluyor CHP. 6’lı Masa’nın bu biçimde kodlanması CHP’ye ve diğer beş partiye bir üst aktöre tabi olmaktansa, bildiğince hareket eden oyuncular olarak kalma imkânı veriyor. Başta CHP, muhalefet partilerinin ‘bildikleri’ de seçimleri muhalefetin kazanmasına yetecek gibi görünmüyor.
Esas aktöre, CHP’ye odaklanırsam, CHP’nin bildikleri maalesef çok değil: Biraz jest biraz da aktivizm. Hakkını yememek lazım, Kılıçdaroğlu CHP’yi bildik CHP’nin ötesine taşıyabilmek, CHP’yi bildiklerinin ötesine geçirebilmek için epey bir şeyler yapmaya çalıştı, çalışmadı değil. Gel gör ki, yapılanların CHP’yi Türkiye’nin yüzde 25’inin partisi olmanın ötesine geçiremediği ortada. Böyle olmakla beraber, ‘tarihsel haklılığına’ olan inancından mıdır yoksa “Erdoğan nasılsa gidiyor, sıra bizde” iyimserliğinden mi bilinmez, CHP 6’lı Masa’yla beraber kuvvetli bir yeni Türkiye hikâyesi yazmayı denemektense jest ve aktivizm siyaseti yapmaya gömülmüş görünüyor. Yeniden kurulan küresel siyaset ve küresel ekonomiye Türkiye neresinden, nasıl dahil olacak sorusu etrafında yeni bir hayal oluşturmaktansa, bir jestler ve aktivizm siyasetiyle seçimlere gitmeye kararlı görünüyor CHP.
Başörtüsü ve Kürt meselesi gibi CHP’nin geleneksel olarak zayıf olduğu alanlarda, bu meselelerin iyi düşünüldüğü izlenimi vermeyen ve devamı gelmeyen jestlerle sınırlı bir siyaset yapılırken, ekonomik durum, yolsuzluk ve israf gibi iktidarın yumuşak karnı olduğu düşünülen alanlardaysa şahikasını New York’ta çekilen gökdelen videosunda gördüğümüz naif bir aktivizm CHP’yi ele geçirmiş görünüyor. Bu jest ve aktivizm siyasetine bir de vatandaşın şikâyetlerini vatandaşa anlatma siyaseti eşlik ediyor. Vatandaşa pek iyi bildiği şeyleri bir de CHP kurmayları anlatıyor uzun zamandır.
Halbuki, 2023 seçimlerini CHP değil, kazanırsa 6’lı Masa, muhalefet kazanacak. Bu da CHP’nin CHP tarzı siyasette ısrar etmektense 6’lı Masa’yı bir üst aktör olarak kurmaya çalışmasının, bir 6’lı Masa tarzı siyaset üzerine düşünmesinin daha hayırlı olacağını gösteriyor. CHP kurmayları yaptıkları jestlerden ve gerçekleştirdikleri aktivizmden memnun olabilirler ama memleketin bugünlerde sanki başka bir şeye ihtiyacı var: Muhalefet partilerinden bir üst aktör çıkarmaya mesela.
6’lı Masa geçiş, program ve adayda ortaklaştığı anda oluşacak iyimserlik dalgası zaman geçip de yatıştığında Erdoğan kazanabilir atmosferiyle baş başa kalmak istemiyorsak, 6’lı Masa’nın geçiş, program ve adayda ortaklaşmanın ötesine geçen ve bileşenlerini bildiklerinden başkasını da yapmaya sevk edebilen bir üst aktör olabilmesi gerekiyor. Başka türlü, bugünlerde 60 puandan biraz az görünen muhalefet oylarından Erdoğan’ı ferah feza yenmeye yetecek kadar bir kısmının desteğini almak hayal olabilir.