Güvenlik mimarisi, ancak ekonomik kapasiteyle uyumlu ve toplumsal meşruiyetle desteklendiği ölçüde sürdürülebilir. Sınır ötesi operasyonlar, istihbarat kapasitesinin genişlemesi ve artan diplomatik angajmanlar, kaçınılmaz olarak ciddi bir ekonomik yük üretmektedir. Kısa vadede bu maliyetler yönetilebilir görünse de, uzun vadede güvenlik ile kalkınma arasında sağlıklı bir denge kurulmadığında, güvenlik mimarisi kendi sınırlarına çarpma riski taşır.