Güvenlik mimarisi, ancak ekonomik kapasiteyle uyumlu ve toplumsal meşruiyetle desteklendiği ölçüde sürdürülebilir. Sınır ötesi operasyonlar, istihbarat kapasitesinin genişlemesi ve artan diplomatik angajmanlar, kaçınılmaz olarak ciddi bir ekonomik yük üretmektedir. Kısa vadede bu maliyetler yönetilebilir görünse de, uzun vadede güvenlik ile kalkınma arasında sağlıklı bir denge kurulmadığında, güvenlik mimarisi kendi sınırlarına çarpma riski taşır.

Afrika’da kalıcı etki oluşturmak isteyen her dış aktör, kıtanın çok katmanlı yapısını anlamak zorundadır. Başkentlerle kurulan ilişkiler önemlidir. Ancak yeterli değildir. Gerçek meşruiyet, halkla kurulan bağda ve yerel topluluklarla geliştirilen güven ilişkilerinde yatar.

Hakan Fidan, çatışmacı ya da ideolojik iddialara dayalı söylemler yerine, hesaplanmış, kurumsal sürekliliği olan ve jeopolitik farkındalıkla şekillenmiş bir dış politika dili kurmaya özen gösteriyor. Kişisel tutumu bu dili daha da güçlendiriyor: Bilinçli, sessiz ama kararlı. Bu tutum, 21’inci yüzyılda Türk diplomasisinin sınırlarını yeniden biçimlendirebilir. Türkiye’nin dış politikasında son 10 yılda yaşanan dönüşüm, sadece kurumsal […]

Her ne kadar kendisini “müesses nizam karşıtı” bir figür olarak lanse etse de Trump’ın kampanya döneminde dile getirdiği söylemleri ve seçimden sonra açıkladığı dış politika ve güvenlik ekibi göz önüne alındığında, ikinci Trump döneminde ABD dış politikasında radikal bir kopuş yaşanması muhtemel gözükmüyor.

BRICS tartışmasının Ankara açısından ‘rahatsızlık’ duyulan bir gündem olmadığı açık. Tam tersi, eğer anlamlı bir jeopolitik ve ekonomik zemin oluşursa, Türkiye’nin BRICS ile ilişki geliştirmesi çıkarına da olabilir. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin daveti üzerine Haziran ayı başında Çin’i ziyaret etmişti. Fidan’ın Çin ziyareti, büyük oranda, Çin ve Küreselleşme Merkezi isimli […]

Türkiye çeşitli politika alanlarında bağımsız bir konum almayı başarabildi. Ancak bu vaziyetin bir maliyeti oldu. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası Türkiye yaptırım paketlerini kabul etmedi. ABD yönetimi ve Avrupa Birliği başkentlerinden, özellikle Berlin ve Paris’ten gelen eleştiriler, NATO’daki çeşitli ülkelerin Türkiye’ye karşı duyduğu rahatsızlığı gösteriyor.

Önümüzdeki süreçte Ankara’nın Ortadoğu’ya yönelik tutumunu şu üç dinamik belirleyecek: Güney sınırlarının güvenliği meselesi, PKK/PYD ve IŞİD faktörü; Arap başkentleriyle normalleşme adımları ve ekonomik ilişkiler; bölgesel ihtilaflar ve nüfuz rekabetinde alınacak tutum. 2024 yılında Ortadoğu coğrafyasının politik şekillenmesine dair gözlem ve değerlendirmelerimi kaleme almayı planladığım ve dört yazıdan oluşan bu seride, ilk olarak “Arap Baharı” […]

Batı-sonrası dünya bugün için Türkiye’ye potansiyel değil, aksine ciddi riskler getiriyor. II. Dünya Savaşı sonrası değerli Türkiye tablosunun tersine, Türkiye’nin güvenlikten ekonomiye oyunun ve masanın dışında kalma riskini güçlendiriyor. Türkiye’nin bugün demokrasi ve hukuk sorunu kadar, büyük güçler rekabetinin yaşandığı Batı-sonrası dünyada “dışlanma ve oyun dışında” kalma sorunu da var. 2024 ve yakın gelecek için […]

Tıpkı kendisini önceleyen yıllarda olduğu gibi 2023 yılında da Türkiye’nin dış politikasının ana omurgalarından birini kurum ve kurallardan hazzetmeyen alvercilik (transactionalism) oluşturdu.

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.