Cumhuriyet ve devrimlerle gelen anlayış, lisanın sadeleşmesi meselesini, sorunların pratik bir şekilde çözülmesinden ziyade ideolojik yönüyle ele aldı. Kurucu kadronun anlayışına göre eğer yönümüzü tamamen Batı’ya çeviriyorsak o zaman alfabemiz ve dilimiz de geçmişi, İslam medeniyetini hatırlatan bir görünüme, sese, çağrışıma sahip olmamalıydı.

Kemal Tahir eleştirilerinin temel mantığı AK Parti’nin son 10 senelik sürecine gömülmüş vaziyette. Böylesi bir mantaliteye kilitlenmiş eleştiriyi gerçeklikle eşleştirmenin ise mümkünatı yok. Bir de liberal solcular dışındaki solcularda daha fazla potansiyel var. Onların eleştirileri çok daha sahici ve samimi olur gibi geliyor.

İnsan kendini nasıl tanımlıyorsa oradadır. Buradan tartışmanın bir anlamı yok. Edebiyatın da bir parçası olduğu sanat en nihayetinde evrenseldir çünkü. Senede bir hafta açan çiçekler gibi “Türk edebiyatı mı Türkçe edebiyat mı” tartışması da mutlaka her sene bir hafta yapılır. Bu tartışmanın bütünlüklü ve kapsamlı olanlarından biri geçen sene K24’ün arşivine de girmişti. Gelelim, sorunun […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.