ADEM YILMAZ

Uluslararası İlişkiler programındaki lisans eğitiminin ardından yüksek lisans ve doktora eğitimini Ankara Üniversitesi Siyaset Bilimi programında tamamlamıştır. Çalışma alanlarını Siyasal Kuram, Siyaset Sosyolojisi, Felsefe ve Türk Siyasal Hayatı oluşturmaktadır. Dış politika alanında da analizlerini sürdürmektedir. Bir süre bir düşünce kuruluşunda kıdemli araştırmacı olarak yer almıştır. Şu an bağımsız araştırmacı olarak çalışmalarına devam etmektedir.

ADEM YILMAZ

Uluslararası İlişkiler programındaki lisans eğitiminin ardından yüksek lisans ve doktora eğitimini Ankara Üniversitesi Siyaset Bilimi programında tamamlamıştır. Çalışma alanlarını Siyasal Kuram, Siyaset Sosyolojisi, Felsefe ve Türk Siyasal Hayatı oluşturmaktadır. Dış politika alanında da analizlerini sürdürmektedir. Bir süre bir düşünce kuruluşunda kıdemli araştırmacı olarak yer almıştır. Şu an bağımsız araştırmacı olarak çalışmalarına devam etmektedir.

TÜM YAZILARI

Her belediye, farklı kaygılarla da olsa birer siyasi kaleye çevrilmiş durumda. Kentlerimizin yaşanılabilirliğini mümkün kılan asıl organ olan belediyelerin kaderinde esas belirleyici nitelik, belediyecilik kaygıları değil, siyasi anlayış ve algılar.

Post-Kemalizm, bir kalıntı olarak gördüğü Kemalizm’in bütüncül bir şekilde aşılmasını, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olarak savunmakta. Bunu yaparken, düzenin ana hatlarını, o kalıntı olarak gördüğü ilke ve yapının oluşturduğunu göz ardı etmekte. Etmeyi sürdürüyor da…

Çözülme, seçmenin siyaset-üstü müdahalesiyle, Ekrem İmamoğlu’nun odağında olacağı bir oluşum yönünde gerçekleşti. Gündelik hayatın doğrudan muhatabı belediyeler eliyle bu fırsatı politize etme, kitlesel bir desteği sürekli kılma olanağı var. Bir alternatif oluşturma imkânı bizzat belediyeler eliyle ana muhalefetin elinde…

Kurumsal muhalefetteki çözülmenin asli sebebi 2019’u yanlış okumakta saklı. 2019’da iktidar, özensizliği yüzünden kaybetti. Şimdi ise kurumsal düzeyde göz ardı edilmek istense de toplumsal kesimde muhalefetin 14-28 Mayıs yılgınlığı var. Muhalefet açısından 2019’u yanlış okumak, başarıyı taşıyamamak 2023’ü yarattı, 2024’teki yenilgiye de yol açacaktır.

Anayasa, bir siyasal/toplumsal ruh hâlinden çok daha fazlasıdır. Hatta bu ruh hâllerinin sağlıklı bir şekilde değişiminin ya da kendini ortaya koyma biçimlerinin güvencesidir. Fakat anayasa öyle veya böyle siyasal alanın meselesi kılınıyorsa, olan nedir?

Tokenizm; dezavantajlı, dışlanmış grupların sisteme, işgücüne ya da temsile katılımını kanıtlamayı amaçlayan göstermelik, sembolik bir uğraşı ifade ediyor. CHP’nin son 10 yılına baktığımızda tokenist manevraların, partinin politik konumlanışını belirlediğini söylemek mümkün.

İkircikli tutumu, Türk siyasal hayatındaki tarihsel konumlanışı ve üstlendiğini iddia ettiği Cumhuriyet’in kurucu partisi misyonu gereği CHP bir mecburiyet partisidir. Hem ana muhalefet konumunu işgal edip hem de bu denli ikircikli, kırılgan ve tepkisel bir şekilde hareket etmek, Türkiye’nin güçlü bir siyasal alternatif yaratmasının önündeki en büyük engeldir.

Siyasal tartışmaların, yapıcı diyalogların yerini alan siyasal dalaşma adeta korkaklığı cesaret, kapasitesizliği siyaset yapma olarak sunan, gıcırtıdan başka bir sesine de şahit olmadığımız bir külüstür makine…

Muhalefet, Erdoğanesk siyasetin çerçevesi içinde kendi zihinsel ve duygusal haritalarını oluştururken onun çizdiği paradigmanın dışına çıkma hususunda da isteksiz. Seçim sonuçları bu haritaların yanlışlığını açıkça gözler önüne serse de yerel seçimler öncesinde onların kullanımında ısrar ediliyor.

Camia evlatlığı, aslında kısıtlı kaynakları olan ve bu yüzden de her kaynağını efektif kullanmak zorunda olan bir “toplumun” kangrenidir; onun toplumsallaşamamış oluşunun en somut kanıtıdır. Keza camia evlatlığı, sahip olduğu niteliklerden önce kişinin “bizden olmasını” asıl ayırt edici olarak belirler. Yabancı değildir o, o yüzden “bizim psikolojimizi”, neyin nasıl yürüdüğünü bildiği varsayılır.

  • 1
  • 2
Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.