SERAP YAZICI

1984’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı üniversitede yüksek lisans (1986) ve doktora (1995) eğitimini tamamladı. 2000 yılında doçent, 2009’da profesör oldu. Askerî Müdahalelerin Anayasal Etkileri, Başkanlık ve Yarı Başkanlık Sistemleri: Türkiye İçin Bir Değerlendirme, Demokratikleşme Sürecinde Türkiye, Yeni Bir Anayasa Hazırlığı ve Türkiye – Seçkincilikten Toplum Sözleşmesine isimli kitapların yazarı olan Yazıcı, 2012'den CB kararıyla kapatılan İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. Halen Gelecek Partisi İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısıdır.

SERAP YAZICI

1984’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı üniversitede yüksek lisans (1986) ve doktora (1995) eğitimini tamamladı. 2000 yılında doçent, 2009’da profesör oldu. Askerî Müdahalelerin Anayasal Etkileri, Başkanlık ve Yarı Başkanlık Sistemleri: Türkiye İçin Bir Değerlendirme, Demokratikleşme Sürecinde Türkiye, Yeni Bir Anayasa Hazırlığı ve Türkiye – Seçkincilikten Toplum Sözleşmesine isimli kitapların yazarı olan Yazıcı, 2012'den CB kararıyla kapatılan İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. Halen Gelecek Partisi İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısıdır.

TÜM YAZILARI

Yeni anayasa talebine ilişkin gerekçeler, gerçekten askerî darbe tortularının temizlenmesi ise bu tortulardan biri Cumhurbaşkanına tanınan rektör atama yetkisidir. Bu yetkinin ilgası, üniversitelere gerçek anlamda özerklik tanınması ve akademik hürriyetlerin genişletilmesi, hiç değilse üniversiteler üzerindeki vesayeti ortadan kaldıracaktır. Türkiye, her gün yaşadığı olaylarla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin vahim sonuçlarını tecrübe ediyor. Bu somut tecrübeler, parlâmenter hükümet […]

Hukuk devleti, demokratik bir anayasa düzeninin sine qua non’u, yani olmazsa olmazıdır. Bu nedenle ülkemizde anayasa yargısını etkisiz kılmaya yönelik girişimler, bir süreden beri güçlenen sınırsız iktidar anlayışını pekiştirerek hukuk devleti ve demokrasinin mutlak anlamda sona ermesine yol açabilir. Bir süreden beri Türkiye kamuoyu, hükûmet sistemlerinin dayandığı temel kurumlar ve işleyişleri hakkında yanlış yönde bilgilendirilmek […]

23 Nisan 1920’de kurulan olağanüstü yetkileri haiz Birinci Büyük Millet Meclisi ile bugünkü Meclisin yetkileri arasında ciddi farkların olduğu görülmektedir. 1920 Türkiye’sinde Birinci Meclis, Kurtuluş Savaşı’nın öncüsü; kurulmakta olan yeni devlet düzeninin en üstün gücü, en güçlü aktörü durumundadır. Bugünkü Meclis ise yürütme ve yargının gücü karşısında devlet düzeninin en güçsüz aktörü hâlindedir. 23 Nisan […]

Türkiye’nin zaman kaybetmeksizin yönelmesi gereken asıl hedef, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı ilkelerinin esas alındığı, bireyin hak ve özgürlüklerinin korunduğu, parlamentarizmin klasik modeline geçişi sağlayacak bir anayasa değişikliğini yürürlüğe koymaktır. Türkiye’nin son on yıla damgasını vuran en önemli meselesi, hukuk devletinden uzaklaşarak keyfîliğe yönelmek olmuştur. Böylece hak ve özgürlükler, anayasal güvencelerinden yoksun kalmış; toplumun hemen […]

  • 1
  • 2
Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.