Kimileri Donald Trump’ın ABD müttefiklerini yabancılaştırmasının ikinci yönetim döneminde tersine döndürülebileceğini umuyor olabilir. Ancak ticaret savaşları, toprak talepleri ve zorlayıcı taktikleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bir anlayış ve dünya düzeninin düzenleyici ilkesi olarak Batı fikri bundan zarar görmeye başladı bile.

Sessiz sessiz heybesinde hikâyeler biriktiren ve masallar anlatan Rümeysa’nın adı şimdi Rumeysa Ozturk vs. Donald Trump başlıklı bir dava dosyasının kapağında. Mahkemeden çıkacak olumlu bir sonuç, onun gibi hakları elinden alınan, ansızın alınıp götürülen, eğitim hakları gasp edilen pek çok öğrenci için umut olacak. Trump Amerika’sında hak ihlallerinin, ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının sınırlarını belirleyecek belki de.

Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüne eşlik eden jeostratejik sarsıntı, işlev bakımından dört başı mamur bir krize eşdeğer. Bu sarsıntının ABD ve Çin ekonomileri üzerinde kalıcı etki yaratması muhtemel. Sınır ötesi ticaret ve sermaye akışı aracılığıyla tüm dünyaya yayılacağıysa neredeyse kesin.

Trump’ın gümrük tarifeleri hem bir dış politika aracı olmaya uygun hem de gelir elde etmeye, yurt dışından satın almak yerine yurt içinde üretmeye yönelmeye ve Amerika’dan ithalatı cezalandırırken mallarını ABD pazarına süren dostlarının kötü davranışlarını cezalandırmaya yönelik.

Dünyanın en çok takdir gören demokrasisi, aşırı sağcı bir grup haydut tarafından rehin alınmış durumda. Bu grubun lideri kendisine “kral” diyor ve ömür boyu başkanlığı hedefliyor. Sanki savaş dönemindeymişiz gibi “direnişten” bahsetmek tuhaf görünüyor olsa da liderlerimiz Trump’a direnmek zorunda.

ABD yönetiminin planı, anti-demokratik, illiberal, merkeziyetçi, kuvvetlerin birliğine dayanan “tek lider” odaklı bir düzen kurmak. Bunun yolu “parçala-yönet”ten; birlikleri irili-ufaklı ulus-devletlere bölerek yönetmekten, tek tek ülkelerde iktidara kendileri gibi düşünen illiberal paydaşlarının gelmesinden geçiyor.

ABD’nin küresel liderliğinin sonu çok merkezli bir dünyanın başlangıcına mı işaret ediyor? Demokrasi tüm dünyada kan kaybetmeye devam edecek mi? Yeni bir küresel ekonomik savaş dönemi kapıda mı? Yapay zekânın getirdiği sosyal ve çevresel riskler artacak mı?

ABD uzun zamandır temel bilimler ve teknoloji alanında dünyaya öncülük ediyor olsa da, Başkan Donald Trump yönetiminde bunun devam edip etmeyeceğini kestirmek zor. Amerika’nın Aydınlanma’nın değerlerini reddetmesinin vahim sonuçları olacaktır.

  • 1
  • 2
Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.