Akşener’in Yarattığı Fırsat
CHP, Akşener’in örtülü yeni işbirliği teklifine açık bir karşı teklifle cevap verebilir. Hem 2024 yerel seçimlerinde muhalefeti daha başarılı kılabilecek hem de muhalefeti Erdoğan iktidarını değiştirme kapasitesine eriştirebilecek bir teklifle…
Birkaç yazıdır seçimlerin basitçe muhalefetin yenilgisiyle sonuçlanmadığına, muhalefetin iktidar olabilme kabiliyetini hepten yitirmek yolunda ilerlediğine işaret etmeye çalışıyorum. Seçim yenilgisine dair etraflı bir muhasebeden uzak durmaları, 2023 seçimleri öncesinde yaptıkları işbirliğinden hemen hepsinin şikâyetçi olması ve önümüzdeki yerel seçimlerde kazanmaya yarayacak türden bir işbirliği formunu geliştirebilecek gibi görünmemeleri, muhalefet partilerinin gelecekteki seçimleri de kaybetmekten çekinmeyeceklerini gösteriyor. Son olarak Akşener’in İYİ Parti kurultayında yaptığı konuşma ve konuşmasına hâkim olan üslup da bu hali teyit etti. Malum, Akşener bir zamandır CHP’yle yaptığı işbirliğinden pek de memnun olmadığını, muhalefet partileriyle yapılan ittifakı artık sürdürmeyeceklerini beyan etti. Hem de biraz sert, biraz gemileri yakmaya hazır görünen bir üslupla.
Akşener, CHP’den ve seçim öncesindeki tasarruflarından şikâyet etmekte haklı olabilir gerçekten. Kılıçdaroğlu’nun doğru aday olmadığında ısrar etmiş olması ve 6’lı Masa’nın ikinci büyük partisi olmasına karşın Masa’nın diğer beş ortağından cüssesine uygun muamele görmemesi, Akşener’e seçim sonrasında sesini yükseltmek hakkını vermiş olabilir. Ne var ki, 6’lı Masa’dan önce kalkıp sonra geri dönerek dengesini bozduğu muhalefet hakkında “bugün böyle yapıyorlarsa yarın iktidarda ne yapmazlar” izlenimine yol açan ve seçmeninin hepsini desteklediği cumhurbaşkanına oy verdiremeyen de kendisi olduğundan, Akşener’in seçim sonrası moral üstünlüğü aslında o kadar da çok değil. Ama zaten Akşener’in seçim öncesinde olanlara dair söyledikleri seçim öncesine dair bir hesaplaşma yapmaktan çok, önümüzdeki dönem için bir yol haritası oluşturmak amacını taşıyor gibi. Daha doğrusu seçim öncesinde olanlarla hesaplaşma vesilesiyle seçim sonrasının yol haritasını oluşturmaya çalışıyor görünüyor Akşener. Bir de parti içinde ipleri elinden kaçırmamaya.
İYİ Parti seçimlerden başarıyla, Kılıçdaroğlu’nu seçtirmiş, oylarını da artırarak çıksaydı, Akşener muhtemelen kurultayda İYİ Parti’nin yeni yolunu, yeni yörüngesini anlatıyor, parti yönetimini de bu yeni yörüngeye uygun olarak tanzim ediyor olurdu. Ancak, seçimlerde yaşanan hüsran Akşener’i partiyi yeni yörüngeye oturtmaktansa, partideki gücünü pekiştirmeye mecbur bıraktı. Öte yandan bunu yapabilmekte pek de zorlanmadı, çünkü İYİ Parti bir siyasi hatta oturmakla beraber partide bu hattı Akşener’den daha iyi temsil edebilecek biri yok ve Akşener İYİ Parti’nin en kıymetli varlığı olmaya devam ediyor. Bu da, Akşener’in kurultay konuşmasının parti içine dönük kısmından çok parti dışıyla, bilhassa CHP’yle ilgili kısmını önemli kıldı.
CHP’ye Veda?
Akşener’in CHP’yle ittifakı pek de yenir yutulur olmayan sözlerle anmasının gelecekle ilgili birkaç sebebi olabilir. Öncelikle 2018’den beridir CHP’yle yaptığı ittifakların İYİ Parti açısından arzulanan neticeyi vermediğini görüp artık yeni bir yol çizmeye karar vermiş olabilir. İYİ Parti’yi ne uzatıp ne kısaltan ittifaklardansa, muhalefetten özerkleşmenin daha iyi netice vereceğine kanaat getirmiş olabilir Akşener. İYİ Parti genel başkanı haksız olmayabilir ancak muhtemel bir özerkleşmenin bazı sınırları olduğunun da farkındadır.
Akşener’in muhalefetten özerkleşmeyi iktidara yanaşma sınırına kadar götürmesi zor, çünkü partisinin seçmen tabanının Erdoğan ve Cumhur İttifakı’na uzaklığı CHP tabanının uzaklığından az değil. Dolayısıyla, İYİ Parti’yi büyütmek bir tarafa küçültebileceğinden, Akşener’in iktidara yanaşacak kadar muhalefetten özerkleşmesi zor. Öte yandan, iktidarla muhalefet arasında bir boşluk açarak bu boşluğa yerleşmeye çalışmak da İYİ Parti’yi büyütebilecek gibi görünmüyor, çünkü burada da siyasi başarı getirebilecek büyüklükte bir boşluk açmak kolay değil. Haddizatında, muhalefetin 2024 seçimlerinde başarısız olmasına ve İYİ Parti’nin bu muhtemel başarısızlığın sebebi olarak görülmesine yol açabileceğinden, iktidarla muhalefet arasındaki varsayılan boşluğa yerleşip muhalefetle işbirliği yapmaksızın siyaset yapmak İYİ Parti’yi büyütmek bir tarafa küçültebilir.
Bu durumda Akşener’in çıkışının ardındaki esas saik, CHP ve muhalefet karşısında pazarlık gücünü artırmak olabilir ya da olsa gerek. HDP’nin desteğini almanın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde işe yaramaması ve üç muhafazakâr partiyle yapılan işbirliğinin netice üretmeyip bir de tabanından eleştiri almasına yol açması, CHP’yi Akşener nazarında daha sıkı pazarlık yapılabilir bir aktör kılmış olabilir. Akşener, mevcut şartlarda partisini CHP’yle iki ana ortak gibi konumlandırarak 2024 yerel seçimlerine gitmeyi ve yerel seçimlerde elde edilecek bir başarıyla İYİ Parti’yi muhalefetin lokomotifi haline getirmeyi mümkün görüyor olsa gerek. Hülasa, Akşener’in kurultaydaki çıkışının ardında AK Parti müttefiki olmaya uzanabilecek türden bir rota değişikliği olma ihtimali zayıf. Akşener’in çıkışının ardında, daha ziyade seçim sonrasında oluşan yeni tablodan cesaret alarak partisini muhalefetin lokomotifi yapmak arzusu var görünüyor.
Akşener’in Arzusu, CHP’nin İmkânı
Akşener’in partisini muhalefetin lokomotifi yapma arzusunda yanlış bir taraf yok. Her siyasi parti lideri gibi Akşener de partisini daha etkili, daha büyük, daha çok belediyeyi yönetiyor kılmak isteyebilir. CHP’nin İstanbul ve Ankara belediyelerini elinde tutmak isteyeceğini hesaba kattığımızda, Akşener’in bu arzusunu kısmen de olsa gerçekleştirmesi imkânsız değil. CHP’nin Türkiye siyaseti içerisindeki yerleşikliğini hesaba katınca, İYİ Parti’yi orta ya da uzun vadede muhalefetin lokomotifi kılmak zor ama iyi bir pazarlıkla birkaç büyükşehir belediyesini CHP’den almak muhtemel gerçekten.
Akşener’in arzusu makul olmasına makul. Ancak gerçekleşmesi CHP’nin kararına bağlı. CHP karargâhı 2023 seçimlerinde alınan yenilginin üzerine bir de İstanbul ve Ankara’yı kaybetmeyelim derse, Akşener almak istediğini alabilir gerçekten. Ancak bu durumda CHP açısından tek kazanç, iki büyükşehir belediyesini elinde tutmak şansını sürdürmek olur. Bir sonraki seçimde onları da kaybetme ihtimalini muhafaza ederek ve sonraki genel seçimler için yeni bir şey yapmamış olarak. Oysa, CHP karargâhı Akşener’in bu yeni konumunu bir imkâna, bir fırsata da çevirebilir. Akşener’le birlikte ya da Akşener’den bağımsız olarak kullanılabilecek bir imkân ya da fırsata…
Akşener’in kurultay konuşması bütün sertliğine rağmen yeni bir işbirliği modelini ima ediyor: Yerel seçimler için CHP-İYİ Parti aksına oturup, DEVA, Gelecek ve SP blokunun ve HDP’nin desteğini ikincilleştirmeyi ya da bu desteği sağlamayı CHP’nin sorumluluğuna bırakan bir işbirliği modeli. CHP karargâhı Akşener’in ima ettiği bu işbirliği modelinin, muhalefeti 2019 yerel seçimlerindeki kadar bile başarılı olmaktan alıkoyabileceğini görebilir diye tahmin ediyorum. Keza, Akşener’in teklif eder göründüğü işbirliği modelinin 2023 genel seçimlerinde başarısızlık getiren ittifak modeli kadar bile işe yaramayacağını ve muhalefetin Erdoğan iktidarını değiştirme kapasitesini artırmayacağını görmek de zor olmasa gerek.
Bu durumda CHP karargâhının önündeki iyi seçenek şu olabilir: Akşener’in bu örtülü teklifini bir fırsata, bir imkâna çevirmek ve Akşener’e açık bir karşı teklifte bulunmak. CHP, Akşener de dahil bütün muhalefete Erdoğan iktidarını değiştirme kapasitesine erişebilmek için sekülerler, milliyetçiler, Kürtler ve (AK Parti memnuniyetsizi) muhafazakârların bir araya getirilmesiyle yüzde 48’e ulaşan muhalefet enerjisini daha da büyütmek gerektiğini, bunun yolunun da 2019 ve 2023’te yapılandan farklı bir şey yapmaktan geçtiğini anlatmaya başlayabilir. Sekülerler, milliyetçiler, Kürtler ve muhafazakârları yan yana getirmenin ötesine geçen yeni bir Türkiye fikrinde, yeni bir Türkiye hayalinde ortaklaşarak Erdoğan iktidarını değiştirme kapasitesine erişmeye çalışmayı teklif edebilir CHP Akşener’e ve muhalefete.
Verili durum, Akşener’in bu teklife kolayca evet demeyeceğini gösteriyor. Ancak vaziyet bu denerek Akşener’in önerdiği işbirliği modeline yanaşılırsa ya da yeni bir işbirliği modeli de geliştirilmeyip herkes bildiği gibi takılarak 2024 seçimlerine gidilirse ne olacağını biliyoruz. Bu olursa 2024 seçimlerinde muhalefetin 2023’tekinden de ağır bir yenilgi alması kaçınılmaz. Bunun olması halinde bizi bekleyenin ne olduğunu birkaç kez yazdım: Muhalefetin siyasi bir enkaza dönmesi ve toplumun kesif bir çaresizlik duygusunda debelenmesi. Hem bu büyük risk hem de İYİ Parti’nin seçmen tabanının özellikleri İYİ Parti kurmaylarının CHP’den gelebilecek yeni bir Türkiye fikri teklifine kökten itiraz etmesini zor kılabilir. Kaldı ki, muhalefetin ancak yeni bir Türkiye teklifinde ortaklaşırsa Cumhur İttifakı iktidarını değiştirme kapasitesine erişebileceği sağduyusunun İYİ Parti kurmaylarında da olması beklenir.
Hülasa CHP, Akşener’in örtülü yeni işbirliği teklifine açık bir karşı teklifle cevap verebilir. Hem 2024 yerel seçimlerinde muhalefeti daha başarılı kılabilecek hem de muhalefeti Erdoğan iktidarını değiştirme kapasitesine eriştirebilecek bir teklifle… CHP, 2023 seçimlerinde alınan yenilgiyi bir yandan parti yönetimini yenilemek diğer taraftan da muhalefeti ortaklaştırabilecek yeni Türkiye hayalini inşa etmek için kullanmaya başlasa memleket için hayırlı olacak gerçekten.