Anna Politkovskaya tam 19 yıl önce öldürüldü. O, Rusya’nın iç çürümesini dünyaya anlatan bir vicdandı. Onu öldüren bir kişi değil, bir sistemdi. “Her şey gözümün önünde olup bitiyor; onları görmezlikten gelemem” diyordu ve gerçeği yazmanın bedelini hayatıyla ödedi. Ölümü, Putin’e bir “doğum günü hediyesi” oldu.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama, Türkiye’yi yeniden bölgesel diplomasinin merkezine taşıdı. Zelenskiy, Rusya ile olası barış görüşmelerine ev sahipliği yapabilecek ülkeler arasında özellikle Türkiye’nin adını andı; Körfez ülkeleri ve bazı Avrupa başkentleriyle birlikte Ankara’yı potansiyel adres olarak gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Zelenskiy ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde “Türkiye hazır” mesajını verdi.

Moskova Devlet Dil Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Sosyo-Politik Bilimler Enstitüsü’nden Doç. Dr. Mehmet Emin İkbal Dürre, Mardin Artuklu Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi ve Mokha Center for Strategic Studies Türkiye Çalışmaları Direktörü Mehmet Rakipoğlu ile Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, dördüncü yılına giren Rusya-Ukrayna savaşını Perspektif için değerlendirdi.

Suriye Devrimi 2.0 söylemi, doğru bir söylem değil. Suriye’deki muhalefet geçtiğimiz senelerde yaptığı hatalardan ders çıkardığı bir süreci devam ettiriyor. Askeri, siyasi ve diplomatik olarak gelişim gösteriyor. Bu açıdan Esed’in askeri olarak da siyasi olarak da zor günler yaşayacağını belirtmek gerekiyor. Esed, müttefikleri için giderek maliyeti yüksek bir varlığa dönüşüyor. Bu açıdan Rusya ve İran için sorgulanan bir konuma geldiğini söylemek gerekiyor.

23 Haziran’da, 22 kişinin ölümüyle sonuçlanan Dağıstan saldırıları, egemen güçlerin olayı kendi lehlerine dönüştürebileceği belirsiz bir alan açtı ki bundan en çok yararlanacak olan Putin yönetimi ve Kafkasya’daki adamları. Putin, 2000’li yıllarda Rusya’da gerçekleşen bütün saldırıların ardından rejimi kendi lehinde dönüştüren kararlara imza attı. Şimdi bunun bir benzeri neden yaşanmasın?

Kısa bir süre önce kamuoyuna yansıyan anlaşmazlığın ardından Fransız ve Alman liderlerin bir an önce yeniden aynı noktada buluşması gerekiyor. Avrupa’nın doğu sınırında bir fetih savaşıyla, Amerika’nın ise izolasyondan yana bir başkanın olası geri dönüşüyle karşı karşıya olduğu bir dönemde, Avrupa Birliği’nin büyük üyeleri arasındaki dayanışma her zamankinden daha önemli.

Moskova, 22 Mart’taki saldırıdan sonra hangi tavrı nasıl alacağı konusunda zorlanacak. Çünkü tıpkı Batı ve ABD gibi saldırıdaki tek sorumluluğu IŞİD’e yüklerse ABD’nin en baştaki uyarısını ve bu uyarıya rağmen önlem almakta zorlandığını kabul etmiş olacak. Bu durum da seferberlikteki ülkesinin başkentini koruyamadığının ve ABD ve Batı’yla en azından istihbari ve diplomatik işbirliğine girmesi gerektiğinin kabulü anlamına gelecek.

Ortadoğu’daki bölgesel ve küresel dengeler açısından geçtiğimiz yıldan daha hareketli olmaya aday bir yıl var önümüzde. 2024’te bölgede yakından izlenmesi gereken saha ise Filistin ve Arap-İsrail ihtilafı olacak. 2024 yılında Ortadoğu coğrafyasının politik şekillenmesine dair gözlem ve değerlendirmelerimi kaleme almayı planladığım bu yazı serisinde, ilk olarak “Arap Baharı” coğrafyasının 2010 yılından bu yana geçirdiği dönüşümü […]

Özyeğin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Evren Balta, İstanbul Aydın Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tarık Oğuzlu, Moskova Devlet Dil Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Doç. Dr. İkbal Dürre ile gazeteci-yazar Deniz Berktay, ikinci yılını dolduran Rusya-Ukrayna savaşını Perspektif için değerlendirdi.

Çin’in 2013’te açıkladığı Kuşak-Yol Girişimi ertesinde dünya kamuoyunun dikkatini çeken bağlantılılık konusu, özellikle 2020’li yıllarla birlikte Batı’nın da gündeminde yer etmeye başladı. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı 2022’de başlattığı ikinci saldırı ertesinde giderek daha da boyutlandı. Bağlantılılık, bugün itibarıyla stratejik rekabetin temel öznelerinden biri oldu.

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.