MURAT ÇEMREK

ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde lisans, Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamladı. Bilkent, Atatürk Alatoo (Kırgızistan) Selçuk, El Farabi (Kazakistan) Üniversitelerinde ve Polis Akademisi’nde dersler verdi. Ahmet Yesevi Uluslararası Üniversitesi’nin (Kazakistan) Avrasya Araştırma Enstitüsü’nün Kurucu Müdürlüğünü yaptı. Halen Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde Bölüm Başkanlığı yürütmektedir.

MURAT ÇEMREK

ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde lisans, Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamladı. Bilkent, Atatürk Alatoo (Kırgızistan) Selçuk, El Farabi (Kazakistan) Üniversitelerinde ve Polis Akademisi’nde dersler verdi. Ahmet Yesevi Uluslararası Üniversitesi’nin (Kazakistan) Avrasya Araştırma Enstitüsü’nün Kurucu Müdürlüğünü yaptı. Halen Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde Bölüm Başkanlığı yürütmektedir.

TÜM YAZILARI

İnsan haklarının anlam kazanabilmesi için öncelikle pratikte uygulanması lazım yoksa her teorik iş gibi sabun köpüğünden daha fazlası değildir. Olmayınca da olduğu kadar diye teselliyle avunmak kalıyor geriye… Bugün 10 Aralık İnsan Hakları Günü. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin (İHEB) kabul edildiği 1948’den beri kutlanageliyor. Beyanname, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonunca hazırlanıp Genel Kurul tarafından […]

Geçen 50 yılda ülkedeki, bölgedeki ve dünyadaki bazı sorunlar yenileriyle yer değiştirse bile bir bölümünün kronik bir şekilde varlığını koruduğunu görüyorum. 1980’lerde İran-Irak Savaşı’nın yerine yine hemen yanı başımızda Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi üzerinden başlayan küresel bir savaş devam ediyor. Filistin meselesi ben çocukken de gündemdeydi… Geçen hafta miladi takvim hesabıyla 50’nci yaşımdan gün aldım. […]

Güç sahipleri cari güçlerini muhafaza etmek ve daha da artırmak yoluyla güçsüzleri de hizada tutmak isterler. Güçsüzler de güce taliptir. O yüzden herhangi bir kimlik başta maddi olmak üzere avantaj ve dezavantajlardan beri değildir. “Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!” Geçenlerde çeşitli film ve dizilerden tanıdığım Birleşik Krallık’ın önde gelen aktör ve aktrislerinin […]

Cumhuriyet’in asıl başarısı halkın çoğunluğunun hukuken bir hanedan ismiyle anılmaya pek de hevesli olmamasıdır. Evet, bundan dolayı Türkiye Cumhuriyeti bir politik rejim olarak kendini bir bayram olarak taltif etmekte 101 kere bahtiyar olmuştur. Bugün bayram,  Erken kalkın çocuklar Dinî veya ulusal bir bayram olduğunda, çocukluğumdan dilime pelesenk Barış Manço’nun 1985’te altıncı plağı ve kaset olarak […]

Hasbelkader insanlık tarihi konusunda biraz mürekkep yalayan herkes iyi kötü bilir ki dünya aslında öyle çivisi çıkmış değil, kuruluşundan beri hep çivisiz bir yerdi. Son yazımda belirttiğim üzere bu yazıyı dünyanın çivisinin çıktığına değil, kadiminden beri çivisiz olduğuna ayıracağım. “Çivisi çıkmış dünya” deyimine karşı çıkışım, ifadeyi bir çocuk masumiyetindeki kadar naif bulmamdan kaynaklanıyor. Öyle ki […]

Moderniteyle bireyin, parçası olduğu toplum ve toplumu oluşturan aile gibi diğer unsurlardan bağımsız kendi başına var olabilmesi mümkün oldu ve hatta bu durum tescillendi. Fakat bu nimet-külfet dengesinde büyük aileyi ve imparatorlukları kaybettik. Öte yandan, teknolojinin özgürlüğümüzü perçinleyeceğini düşünürken otomat asistanları aşıp müşteri temsilcisine bile ulaşamadığımız bir hiç pozisyonuna geldik. Kısacası bilgiye kolay ulaştıkça bilgeliği, […]

Siyaset üretemeyen, üretilen siyasete rıza göstermek zorunda kalır. Bu elbette pasif/ist bir tercih de olabilir. Zira siyasetin paradoksal izdüşümü gereği apolitik bir duruş da -farkında olunsun veya olunmasın- gayet politiktir ve Güçsüzlük İsteği de bir siyasettir. Başlıktaki soru bana ait olmadığından akademik etik gereği tırnak içinde gösterdim. Bilkent Üniversitesi’nde yüksek lisansıma başladığımda asistanlığını üstlendiğim ilk […]

Her kelime ve/ya kavram istese de istemese de tarihi, kültürel ve hatta ideolojik bagajlarla yüklüdür, zira -ister dinî ister ladinî olsun- her öğreti tasavvur ettiği dünyayı, en güzel nasıl olacağının nihai reçetesini kullandığı dil üzerinden kelimelere boca eder. Kelimeler de bu yükten nasibini fazlasıyla alır. Şimdi sizlerle şöyle bir oyun oynayalım: Birkaç tane kelime/kavram karşılaştırması […]

Kendi alemimize çekilmemize ve olabildiğince basit bir yaşam sürmemize izin vermeyen, giderek bütünleştiğinden astronomik şekilde çetrefilleşen bir dünyada yaşamaya mahkûmuz. Böylesine çileden çıkaran bir atmosferde Umberto Eco’nun müthiş vecizesi geliyor aklıma: “Ne yani böylesi korkunç bir dünyanın bir de cehennemi mi var?” Hep Küçük Şeyler Bizi SavaştıranKüçük Şeyler Bizi Barıştıran Size de oluyor mu bilmem ama bazen içimi […]

Göçmenler söz konusu olduğunda kategorik olarak yabancı karşıtları hariç, kahir ekseriyetin göçmenlerle bir alıp veremediği yoktur kanaatindeyim. Bütün sorun, uzun yıllar net göç veren bir ülkenin önce komşusu Suriye’deki iç savaştan canını kurtarmak üzere kaçanlara “açık kapı politikası” uygulamasıyla hızla net göç alan bir ülkeye dönüşmesi ve bu politikanın başka ülkelerden de yasa dışı yollarla […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.