COVID-19 salgını gibi küresel krizlerin dijital haber kaynaklarına duyulan ihtiyacı artırdığı biliniyor. Bu anlamda sosyal medya platformlarının yalnızca bilgi almak için değil bilgiyi yaymak için daha yoğun bir biçimde kullanılmasının yurttaş gazeteciliğini yaygın hale getirdiği söylenebilir. Yurttaş gazeteciliği (citizen journalism) kavramı, son yıllarda özellikle medya söylemi ve siyasal iletişim alanında çalışanların araştırmalarını yoğunlaştırdıkları güncel konulardan […]

Medya kuruluşları ve iş çevrelerinin, siyasi iktidara karşı giderek artan bir bağımlılık ilişkisi geliştirmesi medya özgürlüğünü ve medyada çok sesliliği baltalayan önemli unsurlar arasındadır. Bu bağımlılık hali ile medyanın demokrasilerde sahip olması gereken olağan görevinden uzaklaştığı söylenebilir. “Media” kavramı medium’un (medyum) çoğul halidir. Medyum, doğrudan ulaşılamayan kaynaklara aracılık etmek anlamında kullanılır. Bu anlamda, olayların sosyal […]

Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) geçtiğimiz günlerde yayınlanan “Türkiye’de Gazetecilik: Algı ve Profil Araştırması” başlıklı raporu, sektördeki durumu şu başlıkla özetliyor: “Düşük maaş, siyasi baskı, mobbing”. “Gazetecilik birilerinin yazılmasını istemediği şeyleri yazmaktır. Geri kalan her şey halkla ilişkilerdir.” George Orwell’e atfedilen bu cümleler; güncelliğini bugün de sürdürüyor. Türkiye’de gazeteciliği ‘halkla ilişkiler-pazarlama’ olarak görenler hep oldu. Hem […]

Bir Çalışan Gazeteciler Günü’nü daha geride bırakmışken, gazetecilik mesleğine dair iki vurgu ön plana çıkıyor: Hesap verebilirlik ve insan onurunu ve etik değerleri önceleyen bağımsızlık. Ancak Türkiye’de etik gazetecilik yapmak giderek zorlaşıyor, çünkü haber kaynaklarına erişimin izne, basın kartını yenilemenin de siyasi muhaliflik düzeyine bağlı olduğu bir ortamda türlü baskı dereceleriyle karşılaşmak artık mesleğin bir […]

Medyanın iktidar odaklarına aşırı bağımlı olması, onun vazifesini gereği gibi yerine getirmesini ve Kürt meselesi bağlamında da çözüme katkı sunmasını engelliyor. Farklı dönemlerde derin devletin, ordunun, hükümetin, sermayenin veya bunlardan müteşekkil koalisyonların kontrolüne giren medya, barış fikrinin taşıyıcılığını yapamıyor. Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) “Kürt Sorunu Bağlamında Kürtlerin Türkiye Medyası Algısı”* başlıklı bir araştırma raporu […]

Siyasal ve toplumsal kutuplaşmanın tüm sosyal katmanlara yayıldığı, medyada taraflılık, sansür, otosansür gibi sorunların sürekli arttığı bir ortamda medya ombudsmanlığının yaygınlaşması, aslında sadece medya açısından değil okur ve izleyiciler için de gerekli. Gündem kurşun gibi ağır ve Ahmet Hamdi Tanpınar’a hak verircesine ülke evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânı tanımıyor. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, […]

Medyanın gerçek işlevini yerine getirmediği ve gazetecilerin kendilerini topluma karşı sorumlu hissetmediği dönemlerde demokratikleşme çabalarının tam anlamıyla sonuç vermediğini geçmiş ve bugünkü tecrübelerimizde görüyoruz. Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün (DPI) düzenlediği “Medyanın Çatışma Çözümündeki Rolünü Yeniden Düşünmek” başlıklı toplantıda dinlediğimiz ve çatışmalı yıllarda The Guardian’ın İrlanda muhabiri olan Owen Bowcott, “güvenlik-terör yaklaşımlarıyla seçmeni korkutarak kendine sadık kılmanın […]

Anayasalar fikir ve ifade hürriyeti içinde, toplumun geniş kesimlerinin katılımlarıyla hazırlandıkları zaman anlamlı olur. Türkiye’de bunlar yok, hukuk yok. Görüşünü ifade ettiği için cezaevinde olan, cezaevine girme potansiyeli olan birçok insan var. Böyle bir tartışma ortamının olmadığı yerde anayasa nasıl yapılır? AK Parti Kongresi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefet partilerine yeni anayasa çağrısı yapması anayasa tartışmalarını yeniden […]

Artık eskiye dönüş olmayacaktır diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye’de gazetecilik ve yayıncılık o kadar çok ciddi bir darbe yedi ki artık tamamen bu sayfayı temize çekeceğiz galiba. Başka çaresi kalmadı. Türkiye’de medya hem çok önemli ve kontrol edilmeye çalışılan bir mecra oldu hem de toplumu ne kadar yansıttığı ya da etkilediği tartışıldı. Bir yanda Cumhurbaşkanı Erdoğan […]

Türkiye o kadar ciddi bir kutuplaşma ve tahammülsüzlük içinde ki kimse makule bakmıyor, herkes marjinallerle ilgileniyor. “Ah ne kadar güzel söyledin, canına okudun. Ne kadar güzel yerin dibine batırdın” yaklaşımı var. Yani birçoğu içi soğusun istiyor, haber beklemiyor. Yaklaşık otuz yılını gazeteci olarak geçirmiş ve birçok basın kuruluşunda farklı görevler yapmış bir isim Yavuz Oğhan. […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.