Mehmet Şimşek’in öncülüğünde enflasyonu düşürmek için hayata geçirilen kemer sıkma politikası, hâlihazırda ekonomik sorunlarla mücadele eden seçmende derin bir kırılmaya yol açtı. Özellikle AKP seçmeni bu hoşnutsuzluğunu YRP gibi “muhafazakâr alternatiflerle” iktidara göstermiş oldu. Seçimler ülke gündeminden çıksa da yerel yönetimlerin sınavı yeni başlıyor. Önümüzdeki dönemde yerel yönetimleri bekleyen “halkçı/toplumcu belediyecilik”, “afetlere dirençlilik” ve “hesap verebilirlik” olmak üzere üç sınav bulunuyor.

Partizan medya, tarikat-cemaat sempatizanlarının siyasileştirilmesi, siyasi düzeni destekleyen iş insanı bağlantıları yerine dar gelirliyi odağa alarak kimlik siyasetsiz sosyal belediyecilik sesini daha da yükseltecek ölçekte bir maddi güç artık CHP’nin elinde. Bu durum CHP’nin halkla temasını artıracak. Seçmenin özellikle AKP’nin son beş senesinde aldığı yaranın CHP tarafından hafifletilmesine vesile olacak. Pazar günü geride bıraktığımız yerel […]

Mart 2024 seçimleri bir yerel seçim hüviyetini çoktan aşmış ve geç kalmış bir 14 Mayıs 2023 ile erkene alınmış bir 2028 fotoğrafı olarak kayda geçiyor. Bu fotoğraf uzun süre herkesin başucunda asılı duracağa benziyor.

Merkezi iktidarı elinde tutan yetkililerinin 2028’e kadar seçim derdi olmayabilir ama şu tablodan hareketle başlarını iki ellerinin arasına alıp düşünmelerinin vakti gelmiş de çoktan geçmiştir bile. Zira sadece emekliler değil, giderek yok olan orta sınıf başta olmak üzere toplumun fakirleşen bütün kesimleri 10 ay önce kesmediği faturayı bu vesile ile kesmişlerdir. William Shakespeare, Julius Caesar […]

İktidarın aktörleri ekonomik krizin oluşturduğu kent yoksullarının, emekleriyle, sosyal yardıma muhtaç edilmeden yaşamak istediğini göremeyecek kadar sahadan koptukları için yenildiler. Haysiyet değil, minneti dayattıkları için yenildiler… Nihayetinde toplumun taleplerini merkezine alan siyasetin kazanması mucize değilmiş, seçmenin dip dalgası bunu gösterdi. Yerel olsa da genel seçim havasında geçen seçimlere damgasını vuran parti CHP oldu. Uzun yıllardır […]

Türkiye’de kentlerin önem kazanması, köyden kente göçün hızlanması ve kentlerin nüfusunun ciddi ölçüde artması ile söz konusu oldu. 1950’lerin başında sosyal ve ekonomik kaygılarla, dönemin sosyoekonomik politikalarının ürünü olarak artan kent nüfusu, 1960-1980 arasındaki dönemin politikalarını büyük ölçüde belirledi. Siyasetin merkezi kentlere kayarken; gecekondulaşma, politik kimliklerin yükselişi ve sosyal demokrat belediyecilik birbirine paralel olarak gelişti.

AK Parti için bu seçimlerde iki kerteriz noktası olduğu söylenebilir: Birincisi, Türkiye genelinde alacağı oy oranı; ikincisi, büyükşehirlerde nasıl bir performans göstereceğidir. CHP ise gerçekte sahip olduğundan daha fazla oy oranına ulaşabilir. Ancak bu, CHP sayesinde değil, çoğu yerde CHP’ye rağmen gerçekleşen bir başarı olur. Seçime iki gün kaldı. 31 Mart günü sandıklara gidip önümüzdeki […]

Önümüzdeki hafta sonu düzenlenecek seçimler aday ve seçmen sayısı açısından bir tür “şenlik” gibi gözükse de aslında bir tür temaşa, Hacivat-Karagöz oyunu… Gerçek bir demokrasiyi arzulayıp hedeflemeyen bir siyasi pratik eninde sonunda bir gölge oyununa dönüşür, “Sen söylersin, ben söylerim, ikimiz söyleriz halk dinler!” şeklinde sona erer.

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.