Anketlere göre genç Avrupalıların demokrasiyi tutarlı bir şekilde destekleme olasılığı ebeveynlerine göre çok daha düşük. Dolayısıyla asıl mesele, Avrupa’nın çok geç olmadan gençleri arasında demokrasiye olan desteği artırmak için ne yapılabileceği.

Bugün artık, 1997’de Fareed Zakaria’nın ortaya attığı “liberal olmayan demokrasi” kavramını kullanırken “demokratik” dünyanın Macaristan, Polonya gibi yeni oyuncularından, Tunus, Venezuela, Bolivya gibi çeper ülkelerinden değil, tam merkezinden de söz etmeye başladık. Fareed Zakaria’nın 1997’de “liberal olmayan demokrasi” kavramını ortaya atmasının üzerinden uzunca bir süre geçti. O günler, Doğu bloku ülkelerinin siyasi pist değiştirdiği, Fukumaya’nın […]

Yetkilendirme gücüne sahip olan halktan, lideri takip etmek/onaylamak zorunda olan halka doğru geçiş, sistemi demokrasi olmaktan uzaklaştırıyor. Yerel seçimler de genel işleyişin bir kopyası olmanın ötesine geçemiyor.

Yaklaşmakta olan 2024 Yerel Seçimleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde son zamanlarda her seçimde rücu eden devletin bekası, ülkenin geleceğinin tehlikesi ve mevcut düzenin yıkımı şeklindeki tartışmaları yeniden alevlendirmiştir. Türkiye siyaseti, 10 yılı aşkın zamandır gerçekleştirilen genel ve yerel seçim atmosferine normal seyrinden öte; devletin ve ülkenin istikbaline “yıkıcı” sonuç saptayan bir iklimle girmiştir.

Türkiye’deki gündelik demokrasi anlayışı, ilkesel değerlerden uzaklaşıp geçici çözümler üreten sorunlu bir yapıya dönüşmüştür. Demokrasiyi sadece seçimlerle sınırlı tutmak, demokratik değerleri göz ardı etmek ve kurumları zayıflatmak, Türkiye’nin demokratik geleceği açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Köklü geçmişe sahip bir ülke olarak Türkiye, tarih boyunca çeşitli kültür ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu coğrafyada, farklı etnik […]

Mutlak bir adalet yoktur. Zira insan aklı yalnızca göreceli değerleri kavrayabilir ve bir şeyin adil olup olmadığını tayin ederken kendi değerlerine göre bir yargıda bulunur. Ama bu yargı, zıt bir değer yargısı olasılığını dışlayamaz. “Mutlak adalet, irrasyonel bir idealdir.” 20’nci yüzyılın önde gelen hukuk teorisyenlerinden Hans Kelsen, 1881’de Prag’da dünyaya gelir. Almanca konuşan Yahudi bir […]

Mitsel-politik analizler siyasi aktörlerin yenilenmesinin, özeleştirinin önünde de en büyük engeldir. Nitekim esasını teşkil eden “doğallaştırma” neticesinde onu dile getiren aktörlerin kendi konum ve söylemlerini sorgulamasının önünü tıkar. Tutarsızlıkların işaret edilmesini engeller. Türk siyasetine dair analizler ekseriyetle demokratlar ve demokrat olmayanlar, yani otokratlar (ya da otoriter rejim yanlıları) ayrımını odak noktasına alarak kurgulanıyor. Hem yurt […]

İktidarın büyük ölçüde hem finanse ettiği hem de belli bir hedefe doğru yönlendirdiği basın-yayın kuruluşlarındaki profesyoneller bir tarafa, muhalif basındaki yazarların da karşı taraftaki profesyonellerden çok da farklı olmadığı görülüyor. Onlar da demokrasiden çok yukarıda bir şekilde işaret edilen “dogmatik kurgu” üzerinden bir söylem geliştiriyorlar. Gökalp, Cumhuriyet gazetesinde yazdığı geç dönem yazılarından birine “Yirminci Asrın […]

Dindar tutum ve bilincin son yıllardaki demokrasi nefretini, sadece bir egemenlik tasavvuruyla açıklamak mümkün olmasa da, bu tasavvurun kamusallığında ifşâ olan varoluşsal hoyratlığın kimseye, en başta dindarlara bir faydasının dokunacağını söylemek imkânsız. Aşağıda İhsan Fazlıoğlu’na ait cümleleri –demokrasi önermeleri diyebiliriz- Dünyabizim sitesinden aldım. Şöyle sunuluyor: “Twitter’da ufkumuzu açan, düşündüren, hüzünlendiren ve dahası içinde bulunduğumuz ahvalle […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.