Yaşasın Kötülük!

Türkiye’de alışveriş merkezleri aleyhine sabah akşam yazan bir kesim var. Eğitim ya da adaletin dibe vurması hakkında yazanlar da var ve hepsi haklılar ama bir lise arazisinin devlet tarafından alışveriş merkezi yapılmak üzere bir futbol kulübüne verilmesini kimse yazmadı. Toplumun da birleştiği kötülükler var.

Yaşasın Kötülük!

Her yaz Türk futbol liginin canlı yayın ihalesinde kriz çıkar, çünkü bu hakları alacak müşteri bulunmaz. Sonunda hükümet devreye girer, diplomatik nezaket gereği Katarlılar doğacak zarara katlanırlar ve futbol ligimizin yayın hakları düşük bir fiyatla da olsa alıcı bulur. Yayın haklarının alıcı bulmamasının nedeni tabii ki ligimizin kalitesizliği. Bu kalitesizliğin nedeni de ligde şike ve yolsuzluğun olması. Maç sonuçlarının sahadaki oyunla belirlendiğine taraftar uzun zamandır inanmıyor. Zaten kulüpler de oyuncu transferlerini takımın taktik ihtiyaçları doğrultusunda yapmıyor. Kulüp başkanlarının oyuncu transferlerinden komisyon aldığı ve yalnızca menajeriyle komisyonda anlaştıkları oyuncuları transfer ettikleri hep konuşula geliyor. Yöneticilere maddi getirisi olmadığı için alt yapıdaki çocuklar as takımda oynatılmıyor ve bu nedenle milli takım için oyuncu yetişmiyor ama sakatlık ya da yaşlılık nedeniyle raf ömrünü doldurmuş pek çok oyuncu dışardan transfer ediliyor ve ligimizde eli belinde futbol oynuyor.

Futbol Neden Hepimizi İlgilendirir?

Futbol ilgisini küçümsemek, kestirmeden entelektüel olmanın yoludur ama yukarıda saydıklarım 80 milyonu ilgilendiriyor. Neden mi? Anlatayım: Yalnızca Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor’un borcu yaklaşık 2 milyar dolar. Bu para, Türkiye ekonomisinin 2018 yılı cari açığının %7’sine karşılık geliyor. Eğer söylendiği gibi 2019’da yıllık cari açık azaldıysa, bu borcun cari açığa oranı daha da büyümüş demektir, çünkü kulüpler borçlanmaya devam ediyor.

Şike ortaya çıktığında tüm siyaset onu hasıraltı etmek için birleşti. Başkanları kendi dönemlerindeki kulüp zararından sorumlu tutan yasa da siyasetin engeline takıldı ve çıkmadı. Kötülükte birleşen bir TBMM var. 2011 yılında televizyondaki bir futbol programına bağlanan CHP milletvekili Gürsel Tekin, millet yararına olan konularda hükümetle ortak hareket ettiklerini söyledi. Eski bir futbolcu, şikenin millete nasıl bir yararı olduğunu sorunca da, Gürsel Tekin iyi geceler dileyip telefonu kapattı.

Cari açık, bir ülkeye giren döviz miktarının çıkan miktardan az olmasıdır. Eğer bu açığın nedeni yapılan yatırım ya da üretimde kullanılan enerjiyse, uzun vadede buna katlanılır ama bu döviz kulüp başkanlarının komisyonu için yurt dışına çıkmışsa, ülkede uzun vadede ekonomik krize yol açar. İşte bu nedenle ikinci lig maçı seyrederken sahada gördüğünüz siyahi futbolcular; fitilli kadifeden ceketler giyip boynuna fular bağlayan arkadaşlardan ev hanımlarına kadar hepinizi ilgilendiriyor.

Kötülükte Birleşmek

Futbolun küçümsenmesinden söz ettik, biraz da entelektüelleri küçümseyenlerden konuşalım. Anti-entelektüalizmin gerekçesi, sanatın ve edebiyatın pratikte hiçbir faydasının olmadığı düşüncesidir ve özellikle totaliter hükümetler döneminde bu tavır tavan yapar. Uzun zamandır ülkemizde özelleştirme adı altında kamuya ait fabrikalar kapatılıyor, makinaları hurdaya veriliyor ve arsalarına inşaat yapılıyor. Bunların bir zamanlar ürettiği mallarsa artık ithal ediliyor.

AKP iktidara geldiğinde 1 euro 1,5 liraydı yani bu düzen bütçemize pek dokunmadı ve tüketiciler olarak sesimizi çıkarmadık hatta yerli çiftçiye ve hayvancıya düşman olduk. 1 euro 7 lira olduğunda edebiyat dergileri kapanmaya, yayınevleri kitap üretimini durdurmaya başladı, çünkü SEKA’nın fabrikaları kapatıldığı için uzun zamandır ithal kâğıt kullanıyorduk ve yeni maliyet ne yayıncılar ne de okurlar için karşılanabilir olmaktan çıkmıştı. İmdi, “Canım, edebiyata merakı olanlar düşünsün!” diyenlere şunu hatırlatmak isterim: Sonuçta herkes edebiyat meraklılarıyla aynı tuvalet kâğıdını kullanıyor. Bir anda marketlerde tuvalet kâğıtlarının fiyatının ikiye hatta üçe katlandığını görenler evet uyandı ama geç uyandı.

Türkiye’de alışveriş merkezleri aleyhine sabah akşam yazan bir kesim var. Eğitim ya da adaletin dibe vurması hakkında yazanlar da var ve hepsi haklılar ama bir lise arazisinin devlet tarafından alışveriş merkezi yapılmak üzere bir futbol kulübüne verilmesini kimse yazmadı. Toplumun da birleştiği kötülükler var.

En son çıkan yazılardan anında haberdar olmak için bizi @PerspektifOn twitter hesabımızdan takip edebilirsiniz.

İLGİLİ YAZILAR

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.