BM’nin beş daimî üyesinin temsil ettiği sembolik anlamın içine İslam ve Türk dünyasını temsilen Türkiye’nin katılması, iktidar için sık sık dile getirilen itibar inşasının önemli bir boyutu olarak ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Birleşmiş Milletler’in 76’ncı Genel Kurul toplantısında, daha sonra Afrika zirvesinde daha önce de sıkça dile getirdiği “Dünya 5’ten büyüktür!” sözünü tekrarladı. Siyasal iktidarın […]

Dış politikanın iç politika tarafından daha fazla rehin alınacağı 2022 yılına girdik. Bu durum seçimlere kadar sürecektir. Dış politikadaki savrulma görüntüsü de, hepimizi şaşırtan hamleler ve söylemler de devam edecektir. Time dergisinin dış politika yazarı Ian Bremmer, 2022’deki güvenlik riskleri sıralamasını yaparken, benim de katıldığım bir görüşü dile getiriyor: Hem Amerika hem de Çin’in kendi […]

İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından Azerbaycan ve Türkiye’nin elde ettiği önemli stratejik kazanımlar, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi ve Azerbaycan-Ermenistan arasında kalıcı barışın sağlanması için kapı aralamış olabilir. İkinci Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı kazandığı mutlak zafer sadece Azerbaycan ve Türkiye için değil, ironik bir biçimde Ermenistan için de fırsat pencereleri araladı. Bu fırsatların değerlendirilebilmesi, Güney Kafkasya Bölgesi’nde […]

2022, küresel jeopolitik eğilimleri şekillendirme gücüne sahip olan aktörlerin ve dinamiklerin küresel ekonomi-politik devinimlerle karşılaşma yılı olacaktır. 2022 bir yönüyle bu karşılaşmanın başlangıcı olsa da önümüzdeki yıllar boyunca küresel jeopolitiğin bu gerilim içerisinde hareket etmesi beklenebilir. Soğuk Savaş sonrası, özellikle de milenyumdan bu yana, belli bir çerçeveye oturan, emperyal veya bölgesel kurucu bir vizyona yaslanan, […]

Normalleşme süreçlerini uzun erimli kılan genellikle siyasi düzeyde karar-alıcıların bu süreçleri devam ettirme taahhüdünde bulunmaları ve normalleşmeyi geçici bir heves olarak değil, uzun soluklu bir bölgesel barış girişimi olarak sürdürmeleri, sağduyulu açıklamalarda bulunmalarıdır. Soğuk bir kış sabahıydı. Kirpiler ısınmak için birbirlerine yaklaştılar. Ama bir süre sonra dikenlerinin birbirlerine battığının ayrımına vardılar ve birbirlerinden uzaklaştılar. Lakin […]

Yeni dönem Avrasyacılık, Rusya’yla ve Çin’le yakınlaşmayı öngörüyor. Batı-karşıtlığı ise bu yeni Avrasyacılık’ın kurucu bileşenlerinden birini, hatta en önemlisini oluşturuyor. Bir başka deyişle bu yeni form, Türkiye’nin Batı ile arasındaki makasın daha da açılıp Rusya ve Çin ile arasındaki makasın ise kapanmasını öngörüyor. Türkiye ile Rusya arasında gelişen ilişkilerin mahiyeti ve yaşanan yakınlaşma kafaları karıştırıyor. […]

Aslında hükümetlerin dış politika üzerindeki etkileri düşündüğümüz kadar fazla değil. Bir ülkenin dış politikası tarih, coğrafya, uluslararası sistem, bölgesel dengeler, ülkenin o dönemdeki ulusal kapasitesi, iç politik gelişmeler, kamuoyu algısı, hâkim elitin çıkarları ve ideolojik faktörlerin etkisiyle belirleniyor.  Yirmi yıla yakın süredir farklı formlarda AK Parti ve Erdoğan tarafından yönetilen Türkiye’de, ilk kez bir seçimde […]

Çevreyi ya da tarihsel bağlamı hatalı okuyarak yaratılan “oyun bozucu, oyun kurucu, bölgesel-küresel düzlemde güçlü ve lider Türkiye” ve onun “stratejik otonomi” düşüncesine dayanan dış politikası, bırakın “büyük strateji”ye yaklaşmayı; aksine bugün, geçerliliğini kaybetmiş durumda.     Uluslarararası İlişkiler Kuramı içinde “devlet ve güvenlik” temelinde hareket eden hakim görüş dış politika yapımını ve uygulamasını bağımsız bir […]

Doğrudan hükûmetler tarafından desteklenen ve çoğu zaman yukarıdan aşağıya doğru yayılan dezenformasyon kampanyaları; bağımsız gazetecilik yapan mecraların piyasa ya da baskı gibi farklı mekanizmalar yoluyla denetlenmesi, siyasal muhalefetin zor yoluyla susturulması sıradan vatandaşların çatışmaların gerçek maliyetleri hakkında bilgi edinmesini ve alternatif bir siyasi çerçeveye inanmasını engeller. Tam da bu durum siyasetçiler için savaşın maliyetlerini radikal […]

Türkiye’nin yeni hikayesi, Türkiye’nin post-emperyal bir devlet olduğu ve post-emperyal devlet egosuna sahip olduğu gerçeği göz önünde bulundurularak, bu duyguyu içeride daha demokratik ve müreffeh bir toplum yaratma, dışarıda ise daha itibarlı ve iddialı bir aktör olma siyasetine hizmet edecek şekilde yazılmalıdır. Türkiye post-emperyal bir devlettir. Bu devletler ‘post-emperyal devlet egosu’ olarak adlandırabileceğimiz, kendini daha […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.